Kategori

Vakit Tamircisi

Vakti tamir ettim, Sen’sizlikten sonsuzluğa,
ilelebet uyuyacak zaman, Aşığın Oğuz’da.
Vakit Tamircisi

Sensizlikten Sonsuzluğa

Vakti tamir ettim, Sen’sizlikten sonsuzluğa,
ilelebet uyuyacak zaman, Aşığın Oğuz’da.

Uysallaştı Martılar, sonsuzluk boşluğundan Sen’sizliğe düşmeye,
artık gocunmuyorlar. Zaten artık uçmuyorlar.

...

Senin İpinle

Aklımdan gelmez sözlerin, akıl da bir yere kadar,
Aşk sonsuza kadar sürer, gözlerinin yeşilinde saklı gizem,
hazinesi gözlerin olan Oğuz, boşuna peşinde dolanmaz,
koşmam bundan da değil, sade Aşk olduğundan Sen.
Sana ölmeyi öğrettiği...

Ölesiye Susuz

Kendimi bile kurtaramıyorken Aşk’tan,
Sen’i de yakmak istiyorum bu yangından,
aklım cahillik kuyusu, Martı koğuşu.
Şartıdır yüreğimin, Sana Aşık olmak,
zamanla unutursun dediler, Vakti Tamir ettim o yüzden...

Yüzüme Dön

Yüzünü Güneş’ten çevirip, yüzüme dön.
Nasıl ısıtıyorum Sen’i, öğren,
ben senin için hep öğle vaktiyim.

Benim için Aşk’sın, hep öylesin.
Adını bir başkası ben kadar güzel söylesin,
Martı’mı...

Çakıl Taşlı

Sana göre zamanını doldurmuş bir Aşığım,
bana göre de Aşk Sen’in zamanın…
Bunu anlayabiliyorsan, hala Aşk Zamanındayım,
ve yaşıyorum Sen’sizliği hak etmeden,
hak etmesem terk etmezdin diyorum,
düşünüyorum da bundan...

Oğuz Güneşle Tanışıktır

Yaşıyorum Yağmur Zamanında,
akçe zamanından kalma aşığımın
gönlüne şiir satmaktır işim,
sözden de bilmezsin ki Sen,
ne bilirsin ki Sen Aşk’tan,
sanıyorsun taştan,
anlamıyorsun Oğuz’dan…

Oğuz, Aşk’ın en...

Dün Neyse

Benimle, aşksızların arasında-ki farkı çöz…
Görmedin mi vaktin geçmediğini artık?
Görmedin, Sen hiç ben kadar sevmedin…
Ben Sen’i böyle severim de, bunu da görmezsin.
Oysa gözlerin ne güzeldir, yeşile çalar alev rengi,
Sen de...

Çocuk muyum?

Beni, dışımda-ki yangın ile tanırlar,
içimde-ki Aşk’la, anlattığım Sen’sizlikle,
dilimin işi şiirlerin, Aşk başlı başına Sen’sin,
Oğuz bunamış bir gençsin,
bir de diyorlar ki...

Boş Boş Yürümem

Beni, Sana küstürdüğünü sanıyorsun uzaktan,
Uzaktan kolaydır Ben’siz kalabilmek,
Ben, Bende-ki Sen gibi olsaydım Sen’de,
nefes bile almak istemezdin bu uzaklıktan…
Bende istemiyorum zaten, bu imtihana...

Senin, Sensizlikten

Kötü kahkahalarla bakıyorlar,
bilmiyorlar ki Sen’i unutmak için saçmalıyorum.
Bilmiyorlar, bilmeyene ne kötülük edeyim?
“Kötü” halimden bilinir en iyi,
vakti durmuş adamın dünyası,
saatimin pili bittiğinden geçmez...

Ten Ziynetinin

Ben Aşk’ına ölümlüyüm, takıntılı kansere hücrelerim,
demin sigara bulutundan bir oda soludu ciğerlerim,
göz-gözü görmez karanlıkta, öğreniyorum öldüğümü,
Sahra çölünden kumlarla öğrettim saatime...

Aşığın Kasabı

Yorgun gözlerim, kafiye kurmaktan ilhamım,
Sana çıkan merdivenin tutamaklarına bağladım ellerimi,
basamaklarına damladı Aşk’tan ateş damlası terlerim.
Sen’in gibi değildir Ruh’um, ellerimi tutmayı bildiğin...

Hep Aynı Perde

Biliyorlar an be an öldüğümü,
şiir hastalıklarıyla öldürüyorum kağıtları…
Bende Aşk başa saran film gibi, hep aynı perde,
yeşil gözlerin hep farklı görünür her sahnede,
Oğuz Aşk’ın sürmelerini sürünür,
böyle itina ile...

Şimdi ve Sonra

Vaktim nasıl geçer ki benim Sen’sizlikte?
Bir tek ben biliyorum da kimse merak etmez,
çıldırdığımı düşünürler, bense güldürürüm onları,
yüzlerinde beni ezmek için söylenenlerden kahkaha,
samimi değil, öğrendim bir anda değişir...

Vazgeçtim

Sırtımda ağrılar, Aşk ağırlığını taşımaktan,
Kahırda Martı’lar,
“Sana gelen bir yön varsa, tam akside vardır” diye isyan edeler,
isyanları kadar çirkefliğim var,
“Sana gelen bir yol varsa, tam aksine giden bir...

Sahtekarlık

Beni mi görüyorsun oralardan,
sağ gözüm seyiriyor da, hadi inşAllah.
Dualarımda sahtekârlık yoktur,
benden başka dua edenin de yoktur.

Ne sanıyordun?
Aşık olurken derinden derine gözlerinin yeşilinden ta parmak uçlarına,
ne...

Taşır

Ben’siz çok mu mutlusun?
Doğru söylemiyorsun, en başından beri.
Öyle olmasa, en baştan anlatırdın her şeyi…
Doğruları söylemiyorsun.

Soğuttum Sen’den kendimi de, bir türlü Aşk’tan sönemem,
yangın bedenimden...

Tanışmadın

Bu Aşk’tan uyanmam gerek, sıkıldım,
sıkıntı yüzümü büzen sözel kırılmalar,
canımda Sen’sizliğimden alınmalar.
Gemisi batmış kaptanın kendini bırakması gibi,
bırakıyorum kendimi Sen’sizliğin boşluğuna
ve bana eşlik...

O Başka

Bana anlam veremeyecek kadar akılsızsın Sen,
Bu halimi anlamadığından,
Aşkımı bilmemeni
çok görmem…
Bu çok görmediğimden, Sen’sizliğe ne desin dilim?

Dili Aşk’ından yanmış tek adamın Oğuz,
yaşamaktan başından...

Değişmez

İlk dersin benim,
İlk ve son olarak imtihanımsın sanırım,
sanan aklım ne cahillik tarlası, güçtür anlatması,
anlaşılmak zordur.

Aşk’la doldurdum Dünya mataramı,
cebimde Martı’larımı korumak adına...

Çoluğun Çocuğun

Elimde olmadan Aşk’a yaslı gönlümün başı,
yastığım göğsündür, orada uyumadıkça, uslanamam,
orada uyumadıkça, saçlarım aklaşır bir gecede,
geceyi de beyaza boyayan Râbb’in boyası,
tenine hediye ettiği güzelliğe Aşık olmam...

Vakit Tamircisi

Misafir zihniyetinde aşıklar,
bu yüzden kısa olur ziyaretleri de,
eziyetleri de burada işte,
işledikçe görüntülerini gönüllere,
ölümcül gönül darbeleriyle süründürürler,
onlar kendilerinden başka kimi düşündürürler?
Başka kimi...

Muhteva

Ne derin bir Deniz Oğuz,
Sen’i anlatacak ne çok muhtevası mevcut,
içtenliğimi anlatabilecek herhangi bir tamlık natamam.
Hâşâ der ve çeviririm yüzümü haramdan,
şirkten ve her türlü isyandan.
İnsanlıktan nasibini almadı...

Zarafet Ziyafeti

Oğuz Aşk ile değerli, en önemlisi sözleri.
Sen’i tam anlamı ile yansıtacak aynalar mı arıyorsun?
Gözlerime bak, kendini görebileceğin etten camlar.
İçlerinde heyecanlar, dışımda kalır Dünyalıklar.
Ruh’unun kahverengi...

Mezar Mefhumu

Oğuz Sana tam kafiyeli zaman merhumu,
gömüp bedenim kilden toprakla Ruh’umu,
Aşk azabından bulamıyorum huzurumu,
unutamıyorum aklımda-ki Sen kusurumu.
Kapatamıyor üstümü mezar mefhumu,
Ruh’um izliyor kendimi bu...