Aynı Sokakta Farklı Sen

Rastlantılar, rastlantı olamayacak kadar güzeller. Öyle ya; ne gündüz vazgeçer güneşinden, nede gece vazgeçer lacivert gökyüzünden, yıldızlarından.

Biliyorum, üzecek ve üzüleceğim. Bu bir yangın, bu bildiğin yangın. Ve bu yangına buz gibi güzelliğin. Ve ben korkmuyorum. Üstelik şimdi tam vazgeçmişken şiir yazmaktan ve geride bıraktığım onca şiirden dirilmek üzere bizim şair denen adam… Hani şu bizim Nevcivân vardı ya, ta kendisi. Öyledir çünkü, “Sen aşkı öldürürsün, o doğmanın bir yolunu bulur ve büyür.” Öyledir çünkü Aşk, “tüm imkansızlıklara rağmen bunca karanlıkta kalbinin yolunu ezbere bilir.”

Şuan uysam sana, gelsem peşinden, tutup belinden, bir nefeste çeksem tüm kokunu içime, biliyorum tükenir zaman, vakit kavramı kuram, tüm saatlerin seni gösterdiği ve şu ruh pusulamın kuzeyi, aynı sokakta, aynı biçimde.

Nasıl, dünyanın tüm yalanına rağmen gerçeksin sen öyle kadın?
Nasıl?
Nasıl bunca kirliliğin içinde beyaz, bunca sıcağa rağmen terlemezsin sen kadın? Tıpkı yeni olgunlaşan meyvenin tazeliği, pembe beyazı gibi, nasıl?

Buna inanmak çok zor. Bunca ihtimal içinden bana denk gelebilmek doğum mucizesi. Evet, bu olsa olsa mucizedir. Öyle olmasa böyle bakılmaz gözümün bebeğine.

Yine de, tek ömür hakkımı göğsümde uyuyarak tüketmene hiç şikayet etmem.

#OD | 00:22