Bak Şu Kafirlere

Bak şu kafirlere…

Herkes birbirini etiketliyor ”O” kafir, ”Bukafir diye. Kimin gerçekten kafir olduğunu kim biliyor? Birisi çıkmış ”Sahih Hadis inkâr edilirse dinden çıkmışsındır demektir ehli sünnet inancına göre.” diyor, diğeri de ”Sahih hadisler Kur’an’ı nesh edebilir…” öte ki de ”Hadis Kur’an’ı nasıl nesh etsin? Akıl, mantık yok mudur bunlarda?” diyor.

Birisi‘nin de, Diğeri‘nin de ve Öteki‘nin de dinleyicisi binlerce adam var. Akl-ı yetmez adam bunları dinleyip, aralarında kalıyor ve kimin doğru söylediğini sorgulamaktan aklını kaybediyor. Sonra da dinini.

Bak Şu Kafirlere…

Bu din alimleri, bu din adına konuşan adamlar, bu din adına kendisini bilgili sananlar ya da ne derseniz deyin, hiç mi Kur’an okumuyorlar. Okuduklarından nasıl anlamlar çıkarıyorlar? Nasıl da böyle çarpıtırıyorlar göz göre…

Hiç ”Hadis dediğimiz, Aziz Peygamberimizin dilinden döküldüğüne ithaf ettiğimiz ama kesinliğinden bîhaber olduğumuz sözcükler” Kur’an-ı, ”Allah-u Teala Hazretlerinin bize göndermiş olduğu, her şeyden ve herkesten üstün olan sözcükleri nesh edebilir mi? Nesh bir ayetin hükmünü devre dışı bırakmaktır. Allah‘ın bize gönderdiği ayete değil, ”Hoca”nın söylediklerini icra etmektir.

Elbette devre dışı bırakacak, bırakacak ki kendisi istediği gibi yaşayabilsin, kendisi uğruna arkasından belki binlerce kişiyi cehennemin en dibine sürüklemenin mantığı da nedir şimdi?
Onlarca kişi ”Senin söylediğin yanlış, bak şu hadise. Senin söylediğinin tersini söylüyor...” diyor, öteki de ”Asıl senin söylediğin yanlış, benim getirdiğim hadis/delile dayalıdır. Bu kaç tane adamın dilinden geçmiştir, görmüyor musun?” diyor.

Kaç tane kişinin dilinden geçerse geçsin, Hadis diyerek hem Aziz-Şerefli Peygamberimize iftira atıyor, hem de bu İslam dininin, Kur’an’da, ”Dininizi bu gün kemale erdirdim ve sizin için İslam dinini beğendim” şeklide kocaman harflerle kulaklarımıza, gözlerimize değdiren Allah’ın Ayetini öyle kendi nefsine-hevâ-hevesine bırakarak eğip, büküyor… Olacak iş mi?

Önce Kur’an-ı Kerim okunur, hadisleri inkâr etmek olmaz tümden, dine ait ne güzel nasihatler vardır, sonra hadisleri incelemek ve ezberimizde olan Kur’an ile kıyas yapmamız gerekir.

Şimdi görüyorum da, insanlar çocuklarına önce hadis ilmini, fıkıh ilmini öğretiyor, en son Kur’an-ı Kerim‘i gösteriyor.

Bunca bilgi içinde çocukluktan yetiştiği, neredeyse efsanevi kişiliklere çevirilen kıssalarla duygularını harmanlıyor ve büyüdüğü zaman bunlardan başka gerçek tanımıyor. Ne denli sağlıklı bu durum şimdi güzelim İslam dinine, yakışır mı bu hiç bir müslümana?

Nasıl olmalı?

Çocukların ebeveynleri üzerinde hakkıdır Kur’an eğitimi almamaları.

Önce ”Kuran-ı Kerim” öğretilir, sonra çevirisi, tefsiri öğretilir. Bir insan 10 yıl kesintisiz Kur’an eğitimi alırsa, neyin gerçek neyin yanlış olduğunu öğrenir.

İnsanlar; Kur’an-ı bilmiyorsanız, öğrenin. Hem de eviniz yanınca nasıl telaşlıysanız öyle, arabanız çalındığında, paranız kaybolduğunda, vazgeçemediğiniz dünya mallarınıza bir zarar geldiğinde içiniz nasıl gidiyorsa öyle öğrenin.

İnsanlar; Biricik Rabb‘imiz, Allah‘ımızı biz Kur’an-ı Kerim‘den öğrenebiliriz en güzel tarzda, O’na sımsıkı sarılın. Kendinizi O’na emanet edin. O’dan başka İlah yoktur. Ondan başka Yaratıcı yoktur.

İnsanlar; İlmi öğrenin, bilimi öğrenin… Boş günlerle geçirmeyin günlerinizi.

İnsanlar; Dünyalıklar, boş eğlenceler çoktur, onlara kapılıp, kendinizi hiçe saymayın, Rabb‘inizin gözünden düşmeyin, kötü bir kul olmayın…

İnsanlar; Aziz Peygamberimizin yolundan gidin, O’nun güzel vasıflarından örnek edinin. O’nu çok sevin, çok sevin ki, O’nun gibi yaşantınız olsun da Allah O’nun gibi sizi de mükâfatlandırsın.

İnsanlar; Peygamberimize, Peygamberimizin olmadığı etiketleri vurmayın, körü körüne O’nun için söylenen sözlere inanmayın, araştırın, sonra ”Hristiyanlar gibi yoldan çıkarsınız da haberiniz olmaz.

Dünyanın ne çilesi biter ne derdi. Dünya bir rüyadır, gördükçe görürsünüz, rüya gerçek değildir, zahirdir, bu denizde yüzdükçe yüzersiniz… Sonunda yorulur ve güçsüz düşersiniz, sonra dibe düşer, boğulur, heba olur gidersiniz.

Önce Kur’an-ı Öğrenin insanlar… Arapça diline takılıp, bilmediğiniz kelimeleri tekrarlamayın… İçi boş bilgiler edinmeyin.

Birbirinize kafir demeyin, yaftalamayın, kötü davranmayın. Din adamlarına körü körüne inanmayın. Onlar dini biliyorlar da siz neden bilmiyorsunuz? Onlar anlatıyor da siz neden anlatmıyorsunuz? Siz neden onlara bağımlısınız insanlar?

Oğuzhan Deniz – İslamı bilmek zorunluluktur, başkalarının anlattıklarına bakarak yaşamak, sınavda kopya çekmekten farksızdır.

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…