Baksana Kadın

Yükselir Deniz’im,
dolunaydan dolunaya,
göz gördü,
gönül sözü özdü,
kimi zaman üzdü,
çoğu zaman ülkü,
bana yangın çok da,
böyle yanmak Aşk’ta,
bir bana nasipti.

Şükür!

Bilmem kaç milyon kafiye,
gözleri dolmuş camlar ardında,
bir Eylül vakti,
mutluluğu dağıtan sesinden,
şükür!

Bir yığın insan içinde, tek yaşayan da Sen’sin.

Hayal;
elimde olsa,
elimde olsa elin,
elinde olsa,
elimde olsa elin,
hayal meyal,
hava soğuyor ya,
cebimde elim.

Kim cennetinde böyle ısrarcı?
Öyle ya,
yüzün cennetten tablo,
saçlarından şelaleler,
gözlerinden güneşler ve yıldızlar,
nefesinden en güzel mevsimler,
söylediklerin en güzel şarkılar,
kalbin evim, avlum,
kolların uykuya beşiğim,
bir eşik mesafesindeyim,
bir Aşık mesiresindeyim.

Yeniden dirilişe bahanem,
yaşamak için en şahane sebebim de Sen’sin,
yeniden yaşlanmak için sebebim…

Yeniden gülmek Sen’inle,
belki anlamadığımız bir filme sinirlenmek,
yeniden izlemek izlediğim filmleri Sen’inle,
yeniden keşfetmek dünyayı Sen’inle,
yeniden keşfetmek Aşk’ı teninle,
yeniden tutunmak hayatın ipine,
yeniden unutmak tüm kötülükleri
yeni hatıraların birikmesi bende.

BAKSANA KADIN!

Baksana kadın, Sana doğru yürüyorum, koşup geliyorum ama nefes almıyorum. Yanıp, sönmüyorum, yanıp, bitmiyorum, yanıp, ölmüyorum, yanıp, kül olmuyorum, yanık içindeyim de Aşk’ından vazgeçmiyorum… Söylesene kadın, gözleri kararmış başka kimin var?

Baksana kadın, Sen’de inatçıyım, Sen kitapçısıyım sözlerimden, Sen’de şairim ben, Sen’de akıllıyım ve akılsız, Sen’de usluyum ben, Sen’inle uyurum ben, bilmez misin? Söylesene kadın, Sen diyen başka kimin var?

Baksana kadın, yürüyorum aklımdasın, yürümediğimde de aklımdasın ve kitap okurken ve ne hikmetse uyurken de… Kimi görsem, serap gözlerimin içi Sen’de… Sen bilsen de bilmesen de… Söylesene kadın, Sen’in yanındayken bile kim hayalini kurar ki?

Baksana kadın, bekliyorum, beklemek nedir biliyor musun Sen? Mesela yarın olmasını beklersin, yada hiç istemesen de yarın olur yine de, mesela saatin 2 olmasını beklersin, mesela bir ömür beklersin… İnsanlar böyledir çünkü, zamanın içinde yaratıldıklarından, beklerler…


Yıldız bekçisi insanlar vardı, onlar dileklerini tuttular sonra o dilekleri yuttular. Bir daha hiç konuşmamak üzere unuttular, unutuldular o insanlar. Öyledir çünkü, insanlar unutkandır. Sen hatırlatsan da onlar hatırlamazlar. Neden unutmamak varsa, işte tam da o yüzden aklımın her yerindesin. Deyim yerindeyse gökyüzümden tut da yeryüzümdesin…

Güneş bekçisi insanlar vardı, onlar ısındılar ve güneşi unuttular. Kimse güneşe teşekkür etmedi ısındıktan sonra ama herkes sonra küfretti kışa. Ve kimse teşekkür etmedi Dolunay’a, Ayın 14’üne kimse teşekkür etmedi mesela. Oysa o güne yazılmıştı en güzel sözler en güzel yüzünden.

Deniz bekçisi insanlar vardı, onlar bir süre sahilinde pinekleyip, esrarengiz takıldılar, oltalarına takıldı balıklar ve onlar tattılar. Oysa, Deniz onlarla konuşurdu dalgalarıyla, onlar dinlemediler, sadece sahilinde dinlendiler. Dilendiler sahil boyu insanlar, kiminin ellerinde Aşk’ı anlatan çiçekler ve Aşk o çiçeklerle birlikte ölürken oradaydım ben. Ve hala Sana Aşıktım.

#OD | Sevgiliye Mektuplar * Baksana Kadın / Hiç vazgeçmeyecek olan adamı ”Zaman”la korkutmaktır ”Aşk”.