Cam Kesiği

Duvarların ardında kaldın, kırıldım ben ve
adına değdi bir yığın adamın dudakları.
Sana değil de dağlara anlatsam, bükülürdü beli,
sırılsıklam aşık kalanın boynu eğilirdi sana.

Öğrendim, gücümü yitirdiğin vakit hatırla,
öpücüğünü bıraktığın yanağımda artık sakal.
Kirliliğinin becerisiydi gidişin, tek işin değil,
yalan söylediğin gibi, harcadın doğrularımı.

Tek doğrum senken, nasıl eğilirsin başka tene?
Saçının tek teline hayranken, hareketsiz kalırım,
Yoluma döktüğün cam keskini çakıl taşlarından,
taşlanmadan öldüğüne sevinirim, korkarak.

Öldürdüğüm simanda-ki gülücüğünün aslı,
asla aşka asıl sarılışını göremeyecekken,
nasıl olur da hala tek düşüncem sen olursun?
Biliyorum, akıl trenini kaçıran tek yolcuyum.

Oğuzhan Deniz * Duvarlara sahte portrelerini asar insanlar.