Eflah

Kördüğümü, ördüğün kaşkolu, yaktım.
Sırf senin için, yeşil bir renge boyadım,
aklımı takla attırıp, tersine çevirdim resmi,
iyiliklerini gördü gözlerim, ham kalışım sana.

Karınca küçüklüğündesin, büyüklüğümden al,
aşk bir salkım üzümün yıllanması değil mi?
Yıllarım aşındırdı yüzümü, eskidi sakallarım.
Açıldın, saçıldın etrafa, bozuk paralar gibi.

Etraftalar, seni anlatmanın basit bir yolu olsa,
denerdim emin ol intiharı da, yalnızlık daha cazip,
fikrime işkencesin, gönlüme dikenli teller gibi,
omuzlarıma ağırlıksın, bahsettiğimden fazlasın.

Bir  kalıp çıldırmadığımı kanıtlarsam bir gün,
dönüp geldiğini görürsem eğer, açılır perdelerim,
kapımdan o zaman ışık sızar, penceremden hava.
Ve sana göre lafza’lardan ibaret kefaret aşkım.

Oğuzhan Deniz * Yok olduklarının farkında değil insanlar.