Göğe Giden Köprü

Olay yeri!

Maktulün üzerinde gazete kağıtlarından manşetler vardı. Birkaç futbolcu ve bir de Jim Carrey fotoğrafı. Cesedin üzeri ne komik kapatılmıştı…

11 Ocak Cumartesi – 09:37

Aşık efendi, aşk ilinden sırtında heybesi ayrıldı. Hava soğuk, yol sisliydi. Hem kırağı düşmüştü cümle çiçeğe, hem cümleler dolu aşk için aşık efendinin dilinde. Yürüdü ve isimsiz bir dağın yamacına geldi, işte bu dağı geçmesi gerekiyordu. Göğe doğru gidişin köprüsüydü bu dağ… Ve geçen olmamıştı henüz bu köprüden, geri döneni de yoktu.

“YaAllah” deyip devam etti yürümeye aşık efendi. Aşk içindi her bir nefesi… nefsi… Ayaklarında pek derman yoktu, “YaAllah” deyip, devam etti yürümeye aşık efendi. Aşk içinde, derinden bir nefes çekti içine, sonra usulca bıraktı… Buharı bulutlara karıştı nefesinin, nefsinin hemen peşinden.

Aşık efendi, dağın zirvesinin hemen altında bir ihtiyara rastladı. Selam verip, duraksadı.

-Kimsin? diye sordu ihtiyar…
-Kimseyim… dedi aşık efendi.
-Bildim seni aşık efendi, geldin demek… dedi ihtiyar.
-Kimsin? diye sordu aşık efendi.
-Adım Can’dır, Cananâ…
-O halde ne iş görürsün bu dağın ayazında?
-Sen ne iş görürsün evlat?
-Yürürüm içimden aşka, aşka doğru yürürüm.
-Aşk, yürünen bir yerde midir ki yürürsün evlat?
-Yol götürür, ben giderim ihtiyar. Çok da düşünmem aşktan başka, yardan başka.
-Var git yoluna evlat, bakma ardına, aldanma!

Aşık efendi yürümeye devam etti. Ardına bile bakmadı üstelik, neylesin ardını? Aşk’a yürür dedik ya bizim aşık efendi…

Kızgın bir kırmızı kazağı vardı aşığının… İhtiyarın ise kasap önlüğünü andırırdı elbisesi. ”Neyse ne…” dedi bizim aşık efendi ve yürümeye devam etti. Epeyce yürüdü, gece oldu, gündüz oldu, o hiç durmadan yürüdü, ne vakit dinlenecek olsa içinden “Durma, yârine git, aşk beklemez efendi.” nidalarını duydu. Aşık efendi bu sesi çok dinlediği için buradaydı işte şimdi.

Sonunda göğe giden köprünün dibine geldi aşık efendi. Orada da yaşlı bir ihtiyar var idi. Bu ihtiyarın bir gözü görmez, bir eli tutmaz idi. Diğer elinde ise bir deste kağıt. İhtiyar hiç konuşmadan, uzattı elindeki kartları aşık efendiye. Aşık efendi, kartlardan birini çekti… Kartın üzeri buğuluydu. Tırnağı ile kazıdı buğuyu…

İki kişi resmedilmişti bu kartın üzerinde. Biri mutluydu şansının dönmesinden, biri mutsuzdu ve umutsuzdu. Yürüdü yine aşık efendi göğe giden köprüden. Ardında bıraktı mutluluğu, umudu.

#OD | Bendeniz * Göğe Giden Köprü