Her Şey Dün Gibi

Nasıl olsa okumayacaksın ama yine de ben yazmak istiyorum!

Dünün yarını, bugün!
Senin dünün, bugünün ve benim aslında hep yarınım. Evet, senin bir saniyeni bile unutmak, kaybetmek, kaçırmak istemiyorken burada bir köşede aklımı kaçıracağım günlerden birindeyim.

Bunu betimlemek gerekirse, hani Perşembe gününü Cuma günü sanırsın ve tüm günü o şekilde geçirirsin, “yarın iş yok” deyip, Cumartesi gününün mutluluğuyla tüm gün gülücükler saçarsın. Sonra birden aslında günün Cuma değil, Perşembe olduğunu öğrenirsin… o an, hayal kırıklığı ve şaşkınlık yaşadığın anlardan biridir. Benim her günüm tam olarak böyle geçiyor işte. Üstelik, sensiz, senin ise bensiz, bensiz geçirdiğin günlerin üzüntüsü de ben üzülürüm, onlarda üzerine eklenir. Bildiğin birikir. Hani borç batağına batmışsın gibi, çaresiz hissedersin.

Evet, hayata kocaman Sensiz bir ben bıraktım.
Maalesef!
Sana ise kocaman bensiz bir hayat kaldı.
Yaşayabiliyorsan yaşa şimdi…
Hadi içinden yaşamak isteği gelsin şimdi.

Neyse ki, sen bunun bilincinde bile değilsin. Saçma sapan şeylere kızar, üzülür ve hayıflanırsın. Saçma sapan şairlerin saçma sapan şiirlerini okur ve beni sinirlendirirsin. Burada senin için yazılmış binlerce harikadan birini bile ezberlemezsin…

Şimdi seni ilk defa sevdiğim evdeyim! Aynı masada oturuyor ve aynı sigarayı içiyorum. Her şey dün gibi. Hem de her şey. Aynı düşünceler, aynı hayaller zihnimde dolanıyor, ben tıpkı seni ilk defa sevdiğim hissiyatla yazıyorum ama yazdıklarım aynı değil.

Bazen senden nefret ediyorum, bazen kızıyorum, hep özlüyorum, bazen üzülüyorum, hep görmek istiyorum. Sen ise çok nadir nefret ediyorsun benden. Nefretin bile nadir! Belki artık o bile yoktur içinde. Sahi, içinde ben olmayan bir dünya nasıl bir yer olurdu acaba?

Bu arada her şey aynı değil, saçlarım ve sakallarım artık daha beyazlar. Artık daha yalnızım, artık şiir yazmıyorum. Artık daha fazla sigara içiyorum. Artık, daha üzgünüm. Gözlerimin etrafındaki çizgiler artık daha belirgin, sesim daha yorgun ve kalın.

İçimdeki her şey dün gibi, dışımdaki her şey hiçliğin yolcusu.
Nasıl da her şey ama her şey tam olarak olması gerektiği gibi.

Evet! Gün ışıdı, 07:25, sokak lambaları sönmedi. Muhtemelen 08:20’de de sönmeyecek. 09:15’e kadar da sönmez. Soğuk bir sabahın tecrübesiyle sabit.

#OD | Kızıldeniz * Sensizlik ve Bensizlik, sonsuza kadar sürecek bir döngüye girdiler.