İlk


Parmak uçlarında zarafet marifeti,
toprağı incitmek istemez nezaketi,
saygıdandır papatyanın boyun eğişi,
bu egilip, bükülüş, köklerinden sökülüş.
İnanılır gibi değil,
zaman hasat edip harman eder bedeni,
an be an pişmanlıklardan yok oluşa,
bu yürüyüş, inanılır gibi değil ölüş…

Tümü inanış soyutu,
bölünüp, kanmak avutuluş sonu,
ahzan yalan bilir somutu…

Bak… bu ilk kış görüşümüz,
kar da ilk yürüyüşümüz,
gözlerinin yansımasına hapsoluyor her kar tanesi,
Sana değdiğinde, erimeyip ne yapacaklardı ki?
Bak, bu ilk göz göze gelişimiz değil,
benim henüz söylemediklerim var,
Sen’in işitmediklerin var henüz…
Kimden işitebilirdin ki böyle?
Ferhat desen bîçare, Mecnun desen nâçare.

Hengâm / 17