Işığı Tutmak

Neden ve nasıl olduğunu bilmiyorum! Bilmek zorunda olduğumu hissetmiyorum. İlk defa bilginin insanı kurtaramayacağı hissine kapılıyorum. Evet, bilgi, insan hayatını kurtaran yegane gerekliliktir. Ama kurtulmak istemeyenler için bunun gereksiz olduğunu görmek çok kolay. Bu tıpkı, kurtulmak istemeyen birini kurtarmak istemek gibi ve hatta bunu zorla yapmak gibi bir şey. İnanılması güç ve zor. İnanç!

İnanç insanı iyiliğe sevk eden güzel bir yaşama biçimi! Eğer bilgisizce inanılıyorsa bu sadece güzel bir yaşama biçimi olarak kalır. Bunun güzel bir yaşamdan başka getirisi yoktur. “Sonuçlarına katlanabileceğimiz kadar hata yapmalıyız.” Bu sözün benzerlerini daha önce duymuştum yada okumuştum. Bana anlattığı ise “Eğer bir şey yapacaksan, öncelikle onun yanlış olmadığına inan, inancına rağmen yanlış ise, sonuçlarından yakınmaman gerekir.” tam olarak böyle.

Tüm bunların saçmalıktan ileriye gitmediğini ve gerçekçilikle bakıldığında anlamsız/gereksiz olduğunu görmek hiçte zor değil. “Tüm bunların nedeni nedir?” İşte bu sorunun cevabını bulmak için çok derinlere inmek gerekir. Ve çok derinlere indiğinizde “kocaman bir boşluktan” başka bir şey yoktur. “Işığın bile olmadığı bir boşluk.”

Evet, “Işığın bile olmadığı bir boşluk.” Bunu tekrar vurgulamak istedim. Çünkü ışığın olmadığı bir yer yoktur. Karanlık, ışığın çok az olduğu bir yerdir. Benim bahsettiğim bu “kocaman boşluk” karanlığın da olmadığı yerin ta kendisi. Bu boşluğa anlam katacak ve dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğu inancını aşılayacak ender şeylerden birkaçı; aşk, sevgi ve bilgi… Tıpkı “ışık” gibi.

İnanç: yaşamaya ışık tutmak.
Sevgi: yaşlanmaya ışık tutmak.
Aşk: birlikte yaşamaya ve yaşlanmaya ışık tutmak.

#OD * Bendeniz / Işığı tutmak gerekir. Her ne kadar saçmalık gibi görünse de. “Buna karışabilirim.”