Kızılçamlar Patikasında

Bir akşam üstü, kızılçamlar patikasında.
Güneşin uzaklaştığı dünyada,
uzaklığın verdiği can yakıcı hasret.
Koşar adımlarla Aşk’a yürümek.
Sen’in değil, kalbimin zoruyla.
Kalbimin Sen’i sormasıyla,
yorulmaz da kalbim Aşk’tan,
nefes nefese rüzgarlar saçlarında.
Bu kaçıncı uğultu sessizliğinden,
şiir kavrulmuş dudaklarımda,
küllerinden kafiyeler savrulmuşlar,
kıvılcımın sıçradığı teninden…
Yüksek bir yerden afitâb izler gibi,
hiç yorulur mu gölgen Sen’den?
O halde isteme benden.

Bu sonbaharın ikimizden alacağı,
yağmurun her damlasıyla,
her yaprağın ölüme düşmesiyle,
her serçenin üşümesiyle,
söylesene, kim teşekkür etti gözlerine benden başka?
Dünyanın güneşten uzaklaşmasıyla,
alacağı var kalbimin zamandan,
söylesene, kim sinirli ben kadar gözkapaklarına?

Bir baharlık işi var kışın,
yazın bir kışlık,
bir Oğuz’luk Aşk’ın,
canım Aşk’ında bir kaşık,
boğulmaya meyilli güzelliğinden,
meyden olsa gerek,
Sen görür nemlenir,
görmez nemlenir…
Yüzüm sakallarımla demlenir…

Oğuzhan Deniz – #Süveyda / 06