Medet-Umay

Medet, ummak ve umay! Ömrümün limon çekirdeğidir demiştim, haklıydım, Yiğit, masum bir melek var şimdi dolanıp boynuma, beni senin mutlu ettiğin kadar mutlu edebilen. Şükür, hiç vazgeçmedim.

Vazgeçmeyeceğim.
Çünkü,
Önce kendinden vazgeçemezsin, vazgeçemediklerin yüzünden.
Çünkü,
üzgün bir müzik eşliğinde bu zihinle yapabileceğim başka bir şey yok.
Evet,
yokmuş.
Olmayacakmış.
Olsun,
benim umurumda değil.

Şöyle demiştim, “Bir ölüye söz dinletemezsin, bir de aşığına.” Evet, haklıymışım. Ve evet, haklıymışsın, bunca O’uzaduyum içinde medetsiz, umarsızsın. Tek umursamayan ben değilim, tek umursamaz olan sen değilsin.

Yine de eskisi gibi değil!
Yeni değil üstelik.
Ben de değilim üstelik,
içimde öldürdüğüm Oğuz’ların sözleri.
İçinde ölen Oğuz’ların sözleri.
Hala hayattalar,
ama ölecekler, çünkü öyledir.
Çünkü böyledir insanlar.

  • Toza alerjin olduğunu benden başka kim hatırlayabilir ki?

Hatırlamak, hatıralar için ne kadar güzel. Şöyle düşünebilirsin, mesela sen bir hatırasın, hatırlanmak için bekliyorsun sırada. Ama hatırlanmıyorsun, yada hatırlanıyorsun ama umursanmıyorsun ve vazgeçmiyorsun da hatırlanmayı beklemekten, öylece bekliyorsun o binlerce anı-hatıranın içinde. Ve bekleyeceksin de ömrünün sonuna kadar. Ve senden önce hatırlanan bir yığın şeyi de görüyorsun gerekli/gereksiz. Kendi içine dönüp, hayıflanıyorsun ve üzülüyorsun ama bu sıradan bir üzgünlük değil… değişken. Bazen çok derinden, bazen çok ama çok ince bir sızı gibi. Ve Umay’dan medet bekleyip, yine vazgeçmiyorsun. Çünkü vazgeçemeyeceğin kadar değil, bundan birkaç milyon katla hatırlıyorsun. İşte bu yüzden, yüzüne hayran olduğun kişiyi her detayıyla hatırlamak iyi değildir. Her anını hatırlamak acı verici olabilir.

#OD | O’uzaduyum * Küçük bir Umay’dan medet ummaktan ileri gidememiş.