Melek Kimdir?

Melek Kimdir?

Melekler… Melekler, genelde bilinç altımızda dişi olarak yer eden varlıklardır, bilindiğinin aksine cinsiyet ihtiva etmezler. Melekler, Allah’ın nefsi olmayan kullarıdır, yani günahla cezalandırılan, sevapla ödüllendirilen varlıklar değildir. Belirli bir ömürleri yoktur ancak canlı varlıklardır. Kesin olarak bilinmemekle birlikte çeşitli rivayetlere göre değerli taşlardan (zümrüt, zebercet gibi) ve bizim bilmediğimiz maddelerde-boyutlarda kütleleri ve hacimleri bulunmaktadır.

Allah Teala Hazretleri meleklere verdiği görevlerden hariç olarak herhangi bir hükümlülükleri bulunmamaktadır. Nefisleri olmadığı için kendi fikirlerine göre ve bildirilen emirler haricinde kendi başlarına hareket etmezler, yaratılışları gereği bu şekilde programlanmış, bizim anlayacağımız şekli ile robot gibidirler. Allah Teala Hazretleri onları nasıl yarattıysa hep o şekildedirler, yaşlanmazlar, insanî evreleri tecrübe etmeyen latif varlıklardır. Ne emir verdiyse o emri yerine getirmektedirler.

Öyle melekler vardır ki, kainat yaratıldığından beri kılmaya başladığı namazda hala kıyamda, hala rukûda, hala secde de olanları vardır. Sürekli Rabbimizi tenzih ve tespih ederler, bundan utanmaz, sıkılmaz ve yorulmazlar.

Kur’an-ı Kerim’de Bildirilen Melekler

Cebrail; Cibril, Ruh, Rûhü’l-Kudüs, Rûhü’l-Emin, Rûhullah, Rûhü’l Hak, Namus-u Ekber olarak yer almaktadır. Dillere göre de değişiklik göstermektedir. Gabril, Gabriel gibi isimlerle de anılmaktadır.

Görevi; Allah’u Teala Hazretlerinin vahiy ile görevlendirdiği melektir. Tüm peygamberlere bildirilen emir ve yasakları Cebrail A.s. getirmiştir (Bazı istisnai durumlar hariçtir.), Allah’ın vahiy meleğidir. Yani peygamberler direk Allah ile görüşmezler. Yaratılışları gereği peygamberler de bizim gibi insanlar olduğundan, sahip oldukları vücut donanımları Allah’ı görmeye ve işitmeye müsait değildir. Ve Allah Teala Hazretleri, Cebrail için Kur’an’da şu şekilde bahsetmektedir;

“Şüphesiz o (Kur’ân), elbette çok şerefli bir elçinin (Cebrâîl’in, vahiyden ibâret) sözüdür! (O elçi) pek kuvvetlidir; arşın sâhibi (Allah’ın) katında çok i‘tibarlıdır.” (Tekvir Suresi, 19-20’inci Ayetleri)

“(Ey Resûlüm!) De ki: “Kim Cebrâîl’e düşman ise, artık şüphesiz (bilsin) ki onu (o Kur’ân’ı) senin kalbine, Allah’ın izniyle, kendinden önceki (kitap)ları tasdîk edici ve mü’minler için bir hidâyet ve müjde olmak üzere o (Cebrâîl) indirmiştir.” (Bakara Suresi, 97’inci Ayeti)

“…Eğer ona (peygambere) karşı (ikiniz) birbirinizle yardımlaşırsanız artık şüphesiz ki, O’nun Mevlâsı ancak Allah’tır; Cebrâîl, mü’minlerin sâlih olanları ve bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.” (Tahrim Suresi, 4’üncü Ayeti)

Mikail; Dört büyük melekten ikincisi olarak rivayet edilir. Doğa olaylarına, insan, hayvan ve bitkilere, rızka ve yağmura nezaret (Bu olaylarla görevlendirilmiş meleklerin baş meleğidir.) eden melektir.

Görevi; Yukarıda bahsettiğimiz doğa ve rızık verilecek kulların listesi Mikail A.s. verilir ve o bu görevleri yerine getirir. Ancak bu emri yerine getirirken tek başına değildir, yardımcı melekleri vardır ve o bu meleklerin amiridir.

Kur’an-ı Kerim’de Mikail A.s.’dan şu şekilde bahsedilmektedir;

“Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil’e ve Mikâil’e düşman olursa bilsin ki, Allah’ta inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara Suersi, 2/98’inci Ayetleri)

İsrafil; Dört büyük melekten üçüncüsü olarak rivayet edilir. Sûr’a üfleme görevi dışında, Allah’u Teala Hazretlerinin ”Muhyi” ismi ile ”hayat” vermesindeki emirleri uygular. İsrafil A.s.’mın, Levh-i Mahfuz’a bakarak, meleklere yapması emredilen vazifeleri bildirdiği rivayet edilir. Ayrıca İsrafil A.s.’mın, Amellerin dağıtıldığı günde, kader ve kazaları uygulamaya koyduğu da rivayet edilmektedir.

Azrail; Dört büyük melekten sonuncusu olarak rivayet edilir. İstisnai varlıklar dışında tüm yaratıkların canını almakla görevlendirilmiş melektir. Bilinenin aksine Azrail, Azrail ismi ile Kur’an’da geçmemektedir. Kur’an-ı Kerim’de Melek-ûl Mevt yani ”Ölüm Meleği” olarak bildirilmiştir. Azrail A.s.’ında, Mikail A.s. gibi yardımcı melekleri bulunmaktadır ve bu meleklerin amirliğini üstlenmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de Azrail A.s.’ın ismi şu ayetlerde yer almaktadır;

“De ki: ruhunuzu -sizin için görevlendirilen- ölüm meleği alır”(Secde Suresi, 32/11’inci Ayetleri).

“Kendi nefislerine zulmetmiş oldukları halde meleklerin ruhlarını aldığı kimseler..”(Nisa Suresi, 4/97’inci Ayetleri).

Diğer Melekler

Kiramen Kâtibin; İnsanların sağ ve solunda bulunan, günahları ve sevapları kaydeden meleklerdir. Namaz kılındıktan sonra sağa ve sola verilen selamda, bu meleklere selam verilir. Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde bahsedilmektedir;

“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melekte (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf Suresi, 16-18’ici Ayetleri)

Hafaza Melekleri; İnsanları çeşitli bela, kaza ve günahlardan koruyan, insanların sağında, solunda, önünde ve arkasında yer alan meleklerdir. Sabah ve İkindi namazları sürelerinde nöbet değiştirerek, Rabbimize, bizim hallerimizi bildirirler. Allah Teala Hazretleri bildiği halde onları şahit tutmak için ”Kullarımı bıraktığınızda durumları neydi?” gibi sorularına cevap verir, şahitliklerini dile getirirler. Kur’an-ı Kerim’de Hafaza Melekleri ile ilgili olarak şu ayetler yer almaktadır;

“Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde bir gözetici (koruyucu melek) bulunmasın!” (Tarık Suresi, 4’üncü Ayeti)

“O kimseyi önünden ve arkasından ta‘kib eden (melek)ler vardır; Allah’ın emriyle onu korurlar.” (Ra’d Suresi, 11’inci Ayeti)

Hamele-i Arş (Arşı Taşıyan Melekler); Arşı taşıyan melekler olarak bilinir. Arşı taşıyan meleklerin 8 adet olduğu Kur’an-ı Kerim’de bize bildirilmektedir. Arş tam ve kesin bir tarzda Allah’ın bileceği bir mahlukat olup, rivayet edilene göre Kürsi’yi ihtiva etmektedir… Kürsi, Arş’ın içinde, bozuk para kadar bir yer kapladığı söylenir. En doğrusunu Allah’ın bileceği bu mahlukatlar, kainatı, altından, üstünden, sağından ve solundan, hülâsa her yerinden kaplamıştır. Hamel-i Arş melekleri ise, bu düzeni taşıyan meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de Hamel-i Arş melekleri şu şekilde bildirilmiştir.

“Gök yarılmış ve o gün bitkin bir hale gelmiştir. Melekler onun çevresindedir. Ve o gün Rabbinin Arş’ını, onların da üstünde sekiz tanesi yüklenir” (Hâkka Suresi, 69/16,17’inci Ayetleri).

Zebaniler (Cehennem’de Görevli Olan Melekler); Zebani, Cehennemde görevli olan meleklerin genel tanımıdır. Cehennemin farklı alanlarında farklı melekler görevlendirilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de, cehennemde azap görecek olan insanlar ve cinler için bahsedilen zebanilerin hepsinin melek olduğu bildirilmektedir. Cehennem Melekleri için çok çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesini örnek vermek gerekirse, ”Bir omzunda 70.000 ümmeti taşıyıp, ateşe atacak, onlarında üstünü kapatacak ateşten bir dağ koyacak büyüklükte zebaniler vardır.” Kur’an-ı Kerim’de zebani meleklerinden şu şekilde bahsedilmektedir;

”Her topluluk onun içine (Cehenneme) atıldıkça onun bekçileri, onlara: ‘Size bir uyarıcı gelmedi mi?’ diye sorarlar. Onlar da: ‘Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve ‘Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük sapıklık içindesiniz’ dedik. Ve derler ki: ‘Eğer biz (onların dediklerini) dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık, şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!.’ Onlar, günahlarını itiraf ettiler. Zaten o çılgın ateş halkına (Allah’ın Rahmetinden) uzak olup ezilmek yaraşır.” (Mülk, 67/8-11)

”Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler. (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kafirlerin yalvarması boşunadır.” (Mümin Suresi, 40/49-50 Ayetleri)

”Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Malik’te: Siz böyle kalacaksınız! der.” (Zuhruf, 43/74-77)

Allah Teala Hazretleri, bizi cehenneme gidenlerden uzak ve beri eylesin.

Ya Rab, Oğuz kul OD’tur.

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…