Münzevî

Ahlâl’im, dilsiz bekleyenim.

Yalnızlık kimsenin kaderine düşmez! Yalnızlık mecburiyet değil, tercihtir. Öyledir, zaten büyük uzaklıkların yakın gönülleri olur. Özür dilerim. Ben bir köşeye çekildim ve hayatın en derin anlamlarını düşünüyorum. Düşünüyorum çünkü bunca anlamsızlık içinde anlam arıyorum.

YALNIZLIK KADER DEĞİLDİR!

Yalnızlık insanın kaderi değildir ama önünde-sonunda kaderinde hiç istemediği o yalnızlığa terk edilir. Bilirsin, ölüm gibi bir olgu varken, herkes sonunda yalnız kalır. Düşünsene, 7 milyar insan kalabalığına rağmen dünya sonunda tek başına kalacak. Çok sevdiğimiz şu kediler, köpekler bile ölecekler.

Ben artık benimle savaşmayı bıraktım. Hayatta olmakla, olmamak arasında ince bir çizgi var, bu ince ip gibi, üzerinde düşmeden yürümeye çalışıyoruz, ne kadar dengeli adımlar atarsak o kadar uzun süre ayakta kalabiliyoruz. Ne kadar ayakta kalabiliyorsak, o kadar anı biriktiriyoruz. Ne kadar anımız varsa sonra o kadar da üzülüyoruz.

Bazen anılarım olmasaydı diyorum! Çünkü o zaman üzülecek bir şeyim olmazdı… en azından şimdiki kadar olmazdı. En fazla yokluğa burulurdu içim!

Depremler oluyor kentlerde,
hakkı yalnızlık olan adamın,
haksız münzevi arayışları,
karanlık, ölüm yokluyordu.
#Meftun

Biliyorum Ahlâl’im… Sessizliğin ne güzel, sensizlik güzel değil. Bensizlik birkaç kişi dışında kimsenin umurunda değil. Önemli de değil zaten ama bazen değer verdiğin kişilerden görünce bu umursamazlığı o zaman önem kazanıp kırıyor insanın kalbini.

Ülkede depremler oluyor, elimden gelen sadece dua etmek. Bunca günahım varken şimdi başka birisine ettiğim duaların kabul edilebilirliği nedir, bilmem!

Bildiğim her şeyi aslında bilmiyormuşum, onu da öğrendim. Olsun… zamanı geçmiş olsa bile öğrenmek gurur verici, onur verici kalpsizlerin ne kadar kalpsiz olduğunu öğrenmek. Geriye dönüp baktığında nerede yanlış yaptığını çok net görebiliyorsun.

BENİ SANA BIRAK!

Şimdi kollarına bıraksam kendimi, hiç konuşmasam, hiç anlatmasam, hiç çabalamasam bir şeyleri anlatmak için, sadece sussam öylece! Gözlerine baksam ve sen anlasan bir göz kırpışımla ne demek istediğimi. Ben beni anlayan biri olduğu için sevinsem ve sığınsam yeniden sıcaklığına.

Biliyor musun Ahlâl’im, kendimi kime emanet ettiysem, kaybettim. Kaybettim kendimi çünkü henüz küçücüğüm… Aklım hala akıllı değil! Kandırılıyorum çok kolay. İnsanlar kalbimi kırmakta ustalaştılar adeta… Neler duyuyor kulaklarım bir bilsen, elimde olsa keserdim kulaklarımın kalbimle olan bağını.

Biliyor musun Ahlâl’im, kalbimi görebilseydin, hayatta olduğuma hayret ederdin. Sevdiğim kadının kalbimi kırışını görseydin, başka bir şey göremezdin artık. Sevdiğim kadının sözlerini işitseydin, işitmekten vazgeçerdin. Bense sadece sustum! Kalbinin küçüklüğüne verdim, gönlünün fakirliğine yordum.

Ama yoruldum Ahlâl’im, al beni sana, kucakla ve bırakma!

#Meftun | Beni sensizliğe mahkum bırakan hayat! Bu yüzden anlam arıyorum.