Oğuz yanlış yola saptım sanır,
getiriyormuş oysa yollar sana,
onca alev içinden yürür Alev’e,
alevden yolarla geliyorum sana.
Gözü görmüyorken yaşlardan,
sen, yeniden gördürüyorsun…
Sen, yeniden güldürüyorsun…
Sen, lütüfkâr-ı, şükür nursun…
Yelkenleri fırtınadan kopmuş,
rüzgar esmeyen bu Deniz’de,
delik, deşik batan filikasında,
Oğuz kurtulmayı bekliyormuş.
Kurtulmuş, İlah-i adalet buymuş,
tam batacakken ölüm canına,
tutuşmuş Alev, Deniz’leri kurutmuş,
Oğuz hiç kurur mu? Aşk’a doymuş.
Alev / 07 – Deniz’ler hiç kurur mu?