Seyrângâh O’na gözler, serâpâ serap görmek.
Şebangâhta O, hâb-ı süsleyen, gâh görmemek.
Gedâsân O’na nigâh-ı kem, çeşmâ gem -elem.
Nâresâ’n O’na sûinazar sana âfet-i cân-ı elfelem.
Firâvân rahmette huzur gönüle nazar-ı hûbrûye.
Nâm-ı sâir hûşe, samîmâne-ki ser-i dilâvîz sedy’e.
Dilâzürde mi? Nafile olsun bu sitîz, bu gibi suhana.
Dâre-sûhte, dimağa hediye, yegane, şîfte cihâna.
Kitab-ı satır satır, harf harf izler gözlerin, okursun.
Bârân-ı ince ince, çise çise, hisseder, ıslanırsın.
X
Çehrede iki Çesmân, iki müjgan arası süzüşüm.
Derûnda iki Ciğer, boğulup dûhâna düşüşüm.
Sergüzeşt mi O’na yaklaşmak? Kalp için vecdâver.
Deşt û Deşt mi O’ndan uzak kalmak? Ve dilâzâr-er.
Sakın göz çukurlarımın damlalara boğuluşu hep bu!
Sakın söz yansımalarımın cümlelere dönüşü hep bu!
Ben istemem cudâyî, câdrân da rûzleri karalamak.
Ben istemem çadırnişin ev gönülden uzakta kalmak.
Der Û Der dolansam da almaz bu rîş-li çirkin yüzümden.
Kimse der mi bu kalbi kırıkta ölüme çevirmiş yüzünden?
#Bedbinderune