Peki Sonra?

“İşte yine karanlığımın aydınlığıma üstün geldiği bu an!”

Tüm bu olup bitenler, tüm yazılanlar, tüm çizilenler, tüm söylenenler… mesela tüm şarkılar, mesela tüm ressamlar ve tuvalleri… mesela tiyatrolar… mesela tüm filmler. Tüm ulaşım araçları, uçaklar, gemiler ve onlarla beraber taşınan her şey, insanlar, ürünler, hayvanlar… yiyecekler ve içecekler, tüm gıdalar…

Peki sonra…

Bir müzisyen muhtemelen bestesini önce kendisi için yapıyordur. Hoşuna gittiği için tüm o notaları yazıyordur… peki sonra? Muhtemelen aynı hissiyatta olan kişiler dinliyordur… kendisinden bir şeyler buluyordur o notalarda… veya bir şarkıda, kendisi yaşamından sözler okuyordur, işitiyordur… peki sonra? Müzisyenin eline geçenle, dinleyenin eline geçen onca his alışverişinden sonra ne oluyor? Müzisyen yeni besteler yapıyor, dinleyici yeni besteler dinliyor… peki sonra?

Tüm bunlar ne için? Neden müzik dinliyoruz, neden şarkı söylüyor veya film izliyoruz. Nihayetinde, yani sonunda elimize ne kalacak? Muhtemel insan ömrünün 65 yıl olduğunu varsayarsak, 64 yaşındaki adamın elinde ne olacak? 64 yıllık yaşamın amacı ne? Fotoğraflar çekmek, müzikler dinlemek, filmler izlemek, çalışmak, zamana karşı yarışmak… işte tüm bunlar neden?

Zamanla bir alıp veremediğim yok, yani gençliğim dışında, hayatım ve ömrüm dışında. Aslında zamanın olgusuyla ilgili herhangi bir problemim yok demek istiyorum. Ancak bunca zaman içinde yaptığım tüm bu şeyler… ne anlama geliyorlar… bilmiyorum…

Evet, demiştim, karanlığımın, aydınlığıma üstün geldiği anlardayım ve ben bu anlara nadir gelirim. Genelde kötümser gibi görünen ancak iyimser bir adamım… aslında yaptığım şey iyimserliğimi çırılçıplak olduğu gibi giyinmek üzerime, utancından arınmamış bir iyimserlik benimki, korkusuz değil… ben böyle söylediğimde aslında tam olarak bu yaptığıma kötümserlik deniyor.

Sağlıklı düşünmediğimi düşünüyorum! Düşünce yetimin bana eziyet ettiği nadir anlardan birindeyim, kısaca karanlığımın aydınlığımı yendiği andayım…

Mesela bu yazı, yazdım ve okuyanlar da okudu… peki sonra? İçimdeki her neyse kaybolmadı, hala orada. Belki ateşi biraz daha sönmüş olacaktır ama peki sonra? Ne olacak, neden, sebebi ne?

Bilmiyorum!

Şöyle bir geriye dönüp baktığımda hayatımın bunca zamanını tam olarak bilinmezlikle geçirmişim, mesela her yaş günümü bilinmezlikle arkamda bırakmışım. Bilinmezlikle yaşlanmışım, anlamsızlıkla. İçinden çıkılmaz sorular sorup, zihnimin eziyetine maruz bırakmışım kendimi. Gülmek, ağlamak, hepsinin nedeni ne?

İnsan canı çıkana kadar gülebilir… peki sonra?
İnsan ölene kadar ağlayabilir, peki sonra?
Komik videolar, çekilen saçma sapan eğlendirici videolar… neden? Ne önemi var dünya için, kozmik ölçekte ne manaya geliyor tüm bunlar?

Mesele paylaşmak değil, çünkü başta da söylediğim gibi, bir müzisyen müziğini önce kendisi için yapar… Sonra onu başkalarıyla paylaşır ve beğenen insanlar birkaç defa dinler… belki bundan bir kâr/menfaat elde eder. Peki sonra? Daha iyi müzikler yapmak için çalışır… peki sonra? Daha da iyisini yapmak için çalışır… peki sonra? Kazandıklarıyla ev alır, araba alır… peki sonra? Evlenir belki, çocuk yapar ve çocuğu da kendisi gibi müzisyen olur… peki sonra, peki sonra?

Nereye sürüklendiğimin zerre miktarınca farkında değilim, zihnim beni nereye götürüyor hiç anlam veremiyorum, anlam veremediğim yığınla dünya olgusu altında eziliyor beynimin her katmanı… peki sonra? Muhtemelen ölünce de son bulmayacak! Zaten ayakta durmamı sağlayan şey inancım… bana tüm bu saçmalıklara katlanma gücü veriyor. Dünyaya rağmen dünyada olmak için güç veriyor…

Yine de, kendimi koparamıyorum bu düşünceden… günlerce çalışmak, daha iyisini yapabilmek için, daha iyisini alabilmek için, daha iyisini giyebilmek için… peki sonra? Her şey insanın karnının doyması/dolması ile ilgili. İşte eskilerin dediği gibi, “iştah”la alakası var. Sadece karnını doyurmak temelde mesele hayatta kalabilmek için… oysa tüm bu çabayı bir dönüm arazi için sarfetmiş olsa da karnı doyacak zaten… peki neden bunca kaos… üstelik birbirlerini öldürmeler, katletmeler… sadece karnı doymak adına…

#OD | Bendeniz * Yine kaybettim kendimle olan savaşımı!