Seninle veya Sensiz

Tüm kainat birbirinin etrafında aşkla dönüyor olsa da saçmadır aslında aşk, seninle veya sensiz bir şekilde yaşanıyor yine de. Peki nedir bunca karmaşa, kargaşa ve telaşa… Nedir bu aramızdaki çıkmazlar, açmazlar?

Biliyorum, ben hayata küskün, karamsar bir adamım, çoğu zaman kötü düşünürüm, hatta öyle kötüsünü düşünürüm ki bir an yaşarım o düşü. Oysa o kadar basit ki yaşamak, oysa o kadar kolay ki onu öğrenmek, oysa o kadar kalp kırılmazdı aslında. Ne var ki elimde sadece yaşadıklarım var, bir kumbara gibi, onu bütünleyemiyorum. Öylece ardımda, bölük-pörçük duruyor. Birkaçı dışında hiç ahım yok hayata, hiç keşkem yok yaşama. Her şey nasıl da olması gerektiği gibi olması gerektiği yerde. Ne var ki;

Senin söylediklerin benden içeri girip, beni yerle bir eder, beni öldürür, diri diri derimi yüzdürür. Ne yazık, işte sen bunun farkında değilsin, bense burada anlatıp duruyorum, olmamışlara takılmış, olmayacakları kaleme alıp, kıvranıyorum.

Kudret yoğurdu çamuru,
tohum atıldı toprağa,
yağmur gelip, ıslattı,
tohum filiz verdi,
gür yaprakları vardı,
güneş ısıttı, yaşattı,
ağaç oldu sonra,
insan geldi sonra,
kesti ağacı sonra,
yonttu, biçti sonra,
kazıdı, kanırttı sonra,
şekillendirdi iyice sonra,
kalanını kağıt yaptı sonra,
kalanını kalem yaptı sonra,
kağıda adını yazdı sonra,
adı batasıca,
kalanını yaktı sonra.

Evet, öyle… Sonunda şiirlerini yakan bir şairin hayatı gibidir yaşamak hikayesi. Evet, aynen böyle!

Tüm şu yaşanmışlıklar, tüm şu yazılmış şiirler, birinin yaktığı canın yakarışları değil miydi? Evet, öyleydi. Ama bunun hızlı okuduğunda anlamsızlaşması gibi yakarışların da anlamı yitti-gitti. Aslında şiirlerin hiçbir önemi yoktur, önemli olan o şiirin şairidir ama biz şairi boş verip şiire bakarız. Evet, tıpkı böyle… şiirde olan biten ne varsa aslında şairin içinde olup-biter ama biz onu yine kendimize mâl eder ve ya savururuz kağıtlarını yada seviniriz… Hiçbir önemi yoktur aslında şairlerin.

İşte insan böyledir, sırf kendini anlatabilmek için, şiirler, şarkılar, kitaplar yazmıştır. Bunun hiç bilincinde olmayız ama onları okumak, aslında bize şairi öğretir. Ve şairleri ne kadar öğrenirsek o kadar tanırız, ne kadar çok tanırsak o kadar çabuk vazgeçeriz. İşte bu ikilemin ardında anlaması çok güç bir insan hissiyatı vardır. Biliyorsak, vazgeçiyoruz, bilmiyorsak, sürükleniyoruz peşinden.

Şimdi tüm bunları yazdığım için mutluyum ama kendime de kızmadan edemiyorum. Şimdi vaktimin çoğunu sen meşgul ediyorken vakti kaçırdığım için öfkeliyim ama hiç pişman değilim ve hiç keşke demedim.

Çünkü insan ölümü sevdiklerinden görüp, görmezden gelebilen tek varlıktır.

#Yasef | Seninle veya sensiz… Ama bensizsin!