Sevdiklerimizden Ayrılırken

Sevdiklerimizden ayrılırken…

Bazen yolda yürürken, bazen sigara içerken, bazen gökyüzünü izlerken ve bazen de öylesine boş boş konuşurken tamda dünya üzerinde düşüncelerini anlayan birinin olduğunu düşündüğünde… işte o an kader devreye girer ve “ayırmak” görevini bütün titizliğiyle yapar.

O yüzden etrafına kin duyarsın, etrafındaki güçlere… bilginin bir yerlere getirdiği insanlarla bocalaşırken güçlerine ve yetkilerine köle olmuş insanlarla diplere sürüklenir benliğin.

Benliğin sürüklenirken, sen sürüklenirsin, etrafındakiler sürüklenir. Ellerini uzatanlar vardır, uzatamayanlar vardır. Uzatmak isteseler de sırtındaki ete saplanmış kancalardan uzanamıyordur kolları… Ve sen yeni parçalara bölünürken, parçalarından ayrıştırılanlarla, acımasızlıkla yüreği nasırlaştıranları görürsün ve hayata dair bildiğin saflıkların, düşüncelerin özgürlüğünden soyutlandığını görürsün.

Canın yanar da gık edemezsin, yüreğin nasırlaşır sevdiklerini üzenlere, elinden gelse dünyayı başına dar edersin de yine kimse almaz.

Yine de ayrılıklarda anlam vardır, mana vardır… iki kelamın hatırı vardır aylarca ve yıllarca.

Hoşça kal diyebilirsin bir tek, hiç istemesen de gidenin daha iyi bir yere gittiğini düşünerek avutursun kendini… zaten herkes gidecekken, bu üzülmek anlamsız.

Hayata bakışımı değiştiren dostum, hoş çakal…

#OD | Bendeniz * Bilmiyorum.