Senin yüzünden, hepsi, her şey.
Belki daha sıcak bakabilirdim.
Belki daha güzel gülümserdim.
Belki iki adım daha fazla atardım.

Yine de sana sığınıyorum, Rabb’dan sonra.
Üzenim sensin, teselli verenim de.
Onca sıkıcı...

Bana göre en güzelisin dünyamın.
Dünyanın tamamı daha değersiz senden,
farkındasın, bahsettiklerim sen ve senden,
Oysa sen, ne kötü kokular solumaktasın.

Yazmak şarapçasına, yazdıkça yazılıyor.
Farkında mısın? Sen ve ben...

Bir yerlerdeyim şimdilik, bir köşende.
Tozlanmış kitaplar gibi, öylesine bir rafta.
En sağlam ağaç bile çürürken zamanla,
kalbime odun dediğini unutma, hala aşık.

Katibin de olurum, cefadâr, darê’ûn biên.
Katilin de...

Kehribar’ı kesti zülfikar, zanaat elden aşk.
Kanaat et, Mecnun denen benim zerremden.
İmtihan et, sensizlikle, zoru bilmez,
en zor’lum sensin, sensizlik kadar kolay.

Ve imtihan et, intiharı denedi rapunzelin...

İlk değildi cennet serini kollarına özlemim.
Çok eski sana olan eşsiz sevgim, eskidi.
Ziyan ettiğim gençliğimin elleri kesildi.

Suskunluğumu bozduğum an ruhuna talibim,
ya da çok konuşmamın hiç hatırlamama
eylemine...

Duvarların ardında kaldın, kırıldım ben ve
adına değdi bir yığın adamın dudakları.
Sana değil de dağlara anlatsam, bükülürdü beli,
sırılsıklam aşık kalanın boynu eğilirdi sana.

Öğrendim, gücümü yitirdiğin vakit...

Kördüğümü, ördüğün kaşkolu, yaktım.
Sırf senin için, yeşil bir renge boyadım,
aklımı takla attırıp, tersine çevirdim resmi,
iyiliklerini gördü gözlerim, ham kalışım sana.

Karınca küçüklüğündesin, büyüklüğümden al,
aşk bir...

Göz kapaklarım, kapattılar kendilerini.
Ellerim saldı parmaklarımı, dilim sustu.
Kaleme kan kusturuyorum, kaç kurtul,
kalemtraşıma yem edebilirim ağaçlarını.

Bende bu aşk varken iflâh olmayacağım,
inat değil mi? Seni her an...

Kaç çeşit aşk, hangi rengine bürünmüş?
Gözlerin için hangi kılığa girmiş aşk?
O basit bir palyaço, işi bittiğinde çıkartır,
elbiselerini, aldığı ile gider başka işlere.

Eşlerce eş değiştirsen de benim gibi dokunamaz.
Kimlerin...

Şimdi iki kat üzüleceğim, biliyorum,
bilmediklerimden fazlası da olduğunu.
Zamanın dolduğunun farkındayım,
bir not yazıp, şişeye hapsettim ve denize attım.

Kapılarımı kapattım, hem içten, hem kaç kilitle.
Camlarıma tahtalar...

Bileklerim yamandır benim, bükülmez,
yüreğim sağlamdır benim, hemen vazgeçmez,
omuzlarım direnir benim, hemen yenilmez.
Aşk’ım değerlidir, lâkin beş kuruş etmez.

Bileklerinin taşıdığı avuçlar ve...

İrkilirken gözlerimi açtığım, mutsuzluk sabahına,
uykusuzluk yakar gözlerimi, ellerimi ellerinsizlik,
halim densizlik, bu ilk değildir, ellerine değer eller.
Kepime güneş değer, soluğumda binlerce gürültü.

Çok duman üfledim...

Yapraklar öyle savunmasız kalırlar ya,
dallar öyle aciz, karşı koyamaz rüzgarlara,
rüzgar sonbaharla kopup gelir uzaklarından,
yakınların bir bir soğuklaşır, dondururlar.

Söylediğin sözlerin nefesini, görtürür rüzgar,
gelecek...

Güzel sesinle bağırsan, ninni sayar, uyur bebeklerim,
baltayı taşa vurur en usta ormancı, güzelliğinden…
gücenir, diz kırıp oturur, kadı kızında vardır kusur,
bahsin edilirse, göz kırpmam ama yatağındaki uyur.

Sana rağmen...