Her mevsimin binbir çeşit çiçek dili,
Oğuz Aşk’ın dili de… yine anlaşılmaz.
Anlamadıkça anlattıran, anlatır çok,
bir...
Ey Sevdiğim kadın… bir ölüye söz dinletemezsin, bir de Aşığına. Oğuzhan Deniz / Bedbinderune – Od-û Gazel
Ey Sevdiğim kadın… bir ölüye söz dinletemezsin, bir de Aşığına. Oğuzhan Deniz / Bedbinderune – Od-û Gazel
Her mevsimin binbir çeşit çiçek dili,
Oğuz Aşk’ın dili de… yine anlaşılmaz.
Anlamadıkça anlattıran, anlatır çok,
bir...
Suskunluk sesin peşi, soluklan,
cenaze ağır, bu ölüm sesi,
Aşk’la gelir de bilinmez bahanesi,
çoktur öleni,
Oğuz’da...
Servis edilir Aşk…
Aşk’a servis yangın,
OD’a kanmamış, kime kansın?
Cansın Ruh’a, bilir...
Mümtaz mundar yolunda,
Ham Çamur’luktan, Gayya’ya,
Yusuf Kuyusu da Aşk,
kurtulanı azdır...
Göğsümde nefsim, henüz yerinde,
kalbim Aşk’ına yenildiğinde duracak,
nefsimle birlikte boylayacaklar...
Nereye baksam Sen’i görüyorum.
Buna, Sen’den başka kimseyi göremiyorum da denir.
Ey...
Kanmak ne kelime… yanıyorken alev-alev.
Şimdi söyle… Sandığından daha mı aptalım?
Öyleyse aptallık da...
Bal damlatan dudaklarından içiyorum Aşk’ı,
her kelimene bir hayal yaratıp, ölmemeleri için saklıyorum zihnimde.
...
Aşk’ın kastı Ruh’adır, bilmez misin?
Zaman nasıl beyaza boyuyorsa saçlarımızı,
öyle eskiyor nutfe şekilsizi...
Bir sınır yok aramızda,
sınır sonsuz Oğuz’a Aşk’ta,
Kalbimi istesen vereyim,
iste Sen, dağı taşı...
Anlaması güçtür. Oğuz gülünçtür…
Sesinden binlerce titreşimle gelir,
kulakları buna boştur...
Haydi Oğuz,
sihirli kelimeleri söyle…
Aşık olsun Aşk’ın iki katıyla…
Söyle de, anlasın Aşk’ı...
Ve zamanı yine kaçırdığım metro istasyonu,
aklımda mutlu günlerimin hayal görüntüleri,
irkildim ve kendime...
Binlerce gül feda,
feza yıldızları gözlerinin parıltısı…
Ve artık biliyorsun kahve gözlerine...
Yok olmuşluk var üzerimde,
görmediklerime işaret gördüklerimde,
binlerce yıkımın ortasında,
bu telaşlı ölüş… ölüm...
Aşk’a dair saf güç gözlerinden,
kahvesine batarken tenim,
canımın Sen dilendiği gerçektir.
Nereden...
Görüyorum,
ne kadar varsam,
o kadar varlar,
oysa yokmuşlar güzeldi.
Güzel bir hikayedir...
Kızgın gözlerimde alev yükü,
bir bakışta anımsatır közü,
koyu kahvesinden mis kahve etkisi,
içebilseydin benim gibi...
Kelimeler zayıfladı. Hafızam gücendi,
kafiye utandı, güneş kanser ediyor gene,
sigara güneşten çalıntı...
Öyle basit sözlerle anlatamam elbette,
kalemimin kurşunu sızlar her kafiyende,
bitmezde, bitmeyeceklikte,
hayat...
Bende kelime boldur,
Sen’i anlatıyorum ya ondandır,
Sen’den ziyade hayatı anlatıyorum...
Gözlerinden huzur bahçe toprağı,
gideceğim yerin bir bakışta gölgesi,
sanırım Tanrım nasip eder...
Hafızama kazıdım her saç telini bile,
sarısından ellerime Alev zincirleridir,
bu can yakmaz da can alır gibi...
Sen’den sıcak değil yine de güneş,
güneş Sen’den bir parça çalmış huzme,
gözüm O’nu gördükçe sarına...
Evet, O benim, benim evim,
benim ateşim, benim sıcağım,
soğuğu da benim. Şairi de benim,
şiiri de… Sözü de...