Bu hayatın süsü, gönlümün değil,
Aşk ebedi düşüm, görmez bahar güzüm.
Gözüm damla damla, Aşk’a itafla,
bîtab bir an dünya, yüzüm okyanus.
Bende o, hiç olmamışlar kadar,
bilinmezlik Aşk’ın sır...
Bu hayatın süsü, gönlümün değil,
Aşk ebedi düşüm, görmez bahar güzüm.
Gözüm damla damla, Aşk’a itafla,
bîtab bir an dünya, yüzüm okyanus.
Bende o, hiç olmamışlar kadar,
bilinmezlik Aşk’ın sır...
Hırçın Aşk’ım, zaman bensizmiş gibi akıp gidiyor,
görmemişlerle çevrilmiş etrafımda, görüyorum,
görüyorum görmemişleri de, Aşk’tan yoksunları da,
afîtab kanser, Ay bundan Aşk Gölgesi…
Bende Aşk saatlerce...
Çok dörtlük birikti Aşk yüzünden,
yüzümden okunmaz anla gözümden,
gözlerimde Sen’den başka ne var?
Artık satırlar bile Sana benziyor…
Kahverengi gözlerinden bak yine,
Kahve Etkisi olsun gündüz, gece,
uyutmasın...
Güneş varken yağmur yağıyordu,
Sıcak nefesime Alevi karıştırıp,
soludum gökyüzüne gölge oldu,
marifet buydu, Aşk’a gölge olmaktı…
Ölümü tattığı gibi sıddıklar,
daha nice sıdıka var, özleyiş,
daha nice riyadar var...
En karamsar halimden, yeni dizem,
bir Güneş ve bir Ay’dan ibaret dünyam,
bir bakış ve bir kaçış kadar Ruh bedene,
görebilene Aşk, göremeye ne, kime ne?
Hayat bilmem kaç milyon kalp atışı,
Sen’i görünce gider bir...
Haksız değilim, zaman vakitsiz,
bunca ihtimale göz boyar evrim,
onca ihtimalle Aşık İhtimali,
canım emanet canına, yaşıyorum.
Sen gidersen, giderim ben de buralardan,
şu sıralar pek keyfim yok...
Aşk’ı nice kimseler yazdı,
sonra öldü,
farklı değil sonum,
Aşk’ı nice kafiyeyle yazdım da, öleceğim.
Söneceğim gün, benim için önemli değil gün,
gün kime önemli sönecekler varken,
Oğuz Mumu bitmez de, yanar Alev...
Öyle kutsalsın ki, bence ancak Sen’in gölgenim.
Nereye gitsen Sen’inle gelir sevgim…
Nereye gitsem benimle gelir sevgin…
İşte bu yüzden de kutsalsın…
Artık karamsar değilim, hiç değilim,
zamana hapsolmuş bir...
Deniz mavi, yeşil, gökyüzü mavi,
anlamlı mı Sen’ce bu renkler?
Bence gözlerinden alıntı bir renge büründüler,
Hepsi Kahve Etkisi’ndeler.
Şûrîde yazıldığından beri,
yazmadım böyle hiç Sen’i.
Bir kaç saat...
Güneşten bir parça, aydan biraz Medcezir,
Ağaçlardan biraz oksijen ve hayat var oldu.
Var edenden gelir Aşk’ta, işte bundan oldu,
işte bunlar oldu da ben Sana Aşık oldum.
İşte mis gibi deniz havası...
Gerek yok söylememe,
anlarsın Sen gözlerimden,
ne hacet sözlerime…
Anlarsın Sen gözlerimden.
Bak ne diyorlar Sana Aşk’ın dilinden,
her göz kırpışımdan bir rüzgar kainata,
Aşk kainatımda, ne mutlu...
Bak yine şarkılar var dilimde,
sesimin boğukluğundan anlaşılmaz,
ama ben anlıyorum gözlerinin buğusundan,
kader evimin camına yazılmış iki kelam,
Seni Seviyorum.
Benden basit Aşk sözcükleri bekleme,
anlamayışları beni...
Aşk, Sen’sin ve ben Sen’im artık,
bende Ben arama, Sen var artık,
Sen’de bulurum beni, aramam,
Ben’de Sen’i bulursun, arama.
Gözlerimizin kahvesinde ömür,
bir toprak yatağımız var...
Aşk nedir biliyor musun?
Yarına seninle uyanmak,
dünü seninle uğurlamak,
bugünü seninle yaşamak…
Aşk, kahve gözlerinin etkisi,
uyku ve uykusuzluk gibi muhtaç,
masivadan yok oluşa yürümek,
bu yolun...
Aşk’ın olabilmesi için,
bir Sen gerekli, bir de Sen’de ben.
Bir kıvılcım sallanır salıncağım,
ruhum ateşinden alevinde.
Bir Şûrîde, bin kara sevda başımda,
Aşk’ı yazmak aptallık da, Aşık olmak...
Sağsalim Aşığım Şükür.
Ruhlarımız asırlardır tanışık,
alışkın Ruh’um Aşk’ın taşkınına,
başkasına tamah etmem, şükür.
Herkes ölür, kimse kalmaz yanında,
Ruh’larımız ölümsüz, buna çare yok,
ölecekken zaten...
Ve güneş babaydı,
Yağmur ise anne.
Yeryüzünden zerre zerre yükselirken,
yine damla damla yeryüzüne dökülüyordu.
Ve can burada icat edildi,
Aşk Burada.
Yağmur da yürümenin keyif verdiği bu yer,
soğuğun önemi yok.
Alev bir...
İyice bilendi, bilen ilendi, Aşk’tan tuhaf,
uludu Aşık Oğuz, mutluluktan muaf,
Yaşam Ölüme Tuzak… Yaşıyorum ya,
Aşk’ına gark olmak nasipmiş Ruh’a.
Bir devirde bir devrilmiş Aşığa devrim,
Alev bürüdü gözlerimi...
Ben Aşk’ın yanında yanan yaş,
geçtikçe zaman, ağardı saç,
Aşk’ı anlattım Aşk’la, zaman dar,
vakit bitmeden yazabildiğim kadar.
Şimdi görebiliyorken gözlerinden,
şimdi işitebiliyorken...
Kahve Etkisi Gözleri, etkisindeyim,
Aşk’ı görse, gözleri bir daha göremezdi,
Aşk’ı bile, başka her şeyi unuturdu,
Sen’i ve Ben’i gördü dünya, ne mutlu.
Dünya Oğuz’u ağırladı,
Oğuz dünya uykulu...
Şimdi yaşlanmış görüntümün aynada yansıması,
Aşk’ın çizgileri sakallarım avuçlarımın arasından,
yine görmezden geliyorum kendimi,
Aşk’a dair verdiğim her şeyin, hiçbir şey yansıması bu.
Görüyorum yine, kendimden...
Sen Ben’i Aşk’ı yazamıyor mu sanıyorsun?
Yoksa Aşk’ı yaşamıyor muyum gözlerinde?
Yoksa kalbimden taşan bu Aşk değil de ne?
Söyle, şimdi söyle, geç olacak sonra yine.
Sen Ben’i Aşk’a inanmıyor mu...
Anlıyorum…
Aşk, birini yakmaktır biri serinken,
birini yıkmaktır biri ayaktayken,
birini görmektir Aşk, biri görmüyorken.
Ben Aşk’ı bilmem aslında hiç,
ben Sen’i bilirim, bir de Sana Aşık beni.
Beni boş ver de...
Bu Şûride’nin son şiiri,
24 saatine 24 sayfa dirliği,
bir gününe bir ömür yazılır da,
benim vaktim yetmez, affet faniyim.
Yine de diriyim tüm Aşık’lardan,
Aşk’a dair ne varsa, dinle sesimden,
dilim dönmez...