Şurada Bir Yalnızlık!

Biliyorum, aptalın tekiyim.
Yine de karamsarlığımın ince narin satırlarından biraz karalayıp, yarına uyanma ümidiyle uykuya sızacağım. Üstelik, hiçbir kabahatin olmamasına rağmen yalnızlığa terk edildiğin şu garip dünyadasın… Evet, suçlu benim ve hep suçluydum. Kimsenin tahmin bile edemeyeceği görüntüler var tarihimin günah-sevap duvarlarında.

Şurada bir yalnızlık!

Neden yalnız olduğumuza dair en ufak bir fikrim yok şuan… bildiklerimi unutuyor, hatırlayamıyorum. Yalnızlığı neden sevdiğimi bile bilmiyorum şuan… yokluğunun tarifini yapamayacak kadar da erdemsizim. Çünkü varlığına anlam katabilecek bunca satırdan sonra hala yazacak bir şeylerim olmasına şaşırmıyor değilim. Evet… bunca satırdan sonra hala yazacak bir ton saçmalık var. Senden bir gram yok… bir sigaram var ve deminden vazgeçmiş bir bardak soğumaya mahkum çay.

Tüm bu olanların nedeni gözlerinde kayboluyor olmak. Sende kayboluyor olmayı yediremiyorum kendime. Tüm sinirim ve öfkem seni çok fazla özlüyor olmamdan kaynaklanıyor. Tüm uykusuzluğum hayalini kurmaktan. Öyle güzel hayaller var ki zihnimin içinde görsen başka bir şey görmek istemezsin. Ama şimdi o efsanevi sözleri aramıyor ve yazmak için gayret etmiyorum. Buradayım ve hala bu satırları yazacak cesaretim var. Seninse artık benden hiç haberin yok. Aslında sende yer bulmaya çalışırken yine sende kaybediyorum kendimi, sen bunu göremeyecek kadar bensizsin. Gözlerim bir caninin katiline olan merhametsizliğinde bakıyor. Kalp kıracak hiç nedenim olmasa da aptallığıma doyamıyorum. Evet, hiç kendimde değilim… artık anlaman gerekiyor.

Hiç keşke demedim Sen yanımdayken!

Sen yanımdayken ben seni daha çok sevmediğim zamanlar dışında hiç keşke demedim. Olmayışına sinirlendim, seni benden çok kimse sevemeyeceğinden böbürlendim ama hiç keşke demedim, diyemedim! Sen, asil tablo güzelliğinle aklımın duvarlarındasın her gün boyu.

Beni affetmeni istiyorum! Çünkü yaptığım hataların hiçbirisini ben yapmadım aslında. Seni seven tarafım yapmadı. Yaptığım tüm hataları bilinçsizce yaptım… bunu diyerek vicdanımı temizlemeye çalışmıyorum ki zaten öyle yapmak olsaydı içimin derinlerinde buraya hiç yazmazdım seni. En başından beri bir satır karalamazdım adına.

Yine de karamsarlığımdan yüz bulup, mantık ve felsefeyle bozdum kendimi. Mantığımın dünyaya ağır gelen çok fazla fikri var. İnsan elinden çıkan hiçbir şey olması gerektiği gibi değil, anlamaya çalışıyorum ama anlamlandıramıyorum ve bu beni çileden çıkmış bir adam haline getiriyor.

Seni özlemek sen yanımdayken!

Bütün bunların sebebi sensin yine de. Çünkü sen olmasaydın ben böyle deli bir adam olmazdım. Saat 03:19 ve ben sana bu satırları yazarak neyi amaçladığımı bile bilmiyorum. Üstelik okumadığını biliyorum. Her şeyi okuyup, beni okumuyorsun! Ne talihsiz bir yazarım ben böyle. Öyle böyle değil… Oysa içimde seni özlemediğim tek bir anın bile yok.

Çünkü seni özlemek, seni özlemek kadar güzel. Tuhaf!

#OD | Kızıldeniz * Şimdi saçlarının avuçlarımda kalan kokusunu hatırlıyor ve zamanı durduramayışıma yeniden sinirleniyorum.