Uyanmak Üzere

Kelimeler zayıfladı. Hafızam gücendi,
kafiye utandı, güneş kanser ediyor gene,
sigara güneşten çalıntı zehir,
dudaklarıma değmediğinden hastayım…

Bilmiyorum,
kahve gözlerim görüyor da görmezden mi geliyorum?

Bir bardaklık çaya atılan iki küp şekerdir Aşk,
kahvenin de ortası, ömrün tamamı, hayatın yarısı,
hep yarım kalacak bir sevda yokuşunu çıkıyoruz zaman koridorunda,
bunu bilseydin, beni hiç ayıplamazdın.

Bak zihnime, usta kafiyelerden zincirlemeler,
bunlar Aşk’tan denemeler, gazeller, destanlar,
Bilmiyorum,
bilgisizlik evim, evim cenette de dermansızım,
ne bol günah kapanı, kapılırım, kapılırlar, kapar onlar, onlar kapanlar…
Uyanmak üzereyim yaşamdan, uyandıkça ölüyorum hayattan,
kopuyor gözlerimin perdesi ömürden, kömürden gözümün karası, görüyor nurdan nimetler.
Aşk’tan başım ağrımaz artık, Aşk’ta bir nevi nimet,
kime niyet biraz kime kısmet… Olur öyle dediğin de ilk, öyle değil böyle demiştim.

Sonra Sen, gülümsemiştin.

#OD-û Gazel / 19