Varoluş

Kapımı gerekmedikçe açmıyorum…
Dışarı gerekmedikçe çıkmıyorum…
Çalışmadığım günler yatıyorum ya da kitap okuyorum.
Televizyon seyretmem bilirsin.
Kitap okumak  bile canımın sıkıntısını gideremezse bir şeyler yazmaya karar veriyorum.

Sonra uyuyorum, sağa sola dönerken sızıp kalıyorum.
Aklıma genelde güzel şeyler geliyor.

Çizgimden dışarı çıkmıyorum, evimden bir saat araba uzaklığı dışında gittiğim bir yer yok.
Ara-sıra bahçede oturup sigara içiyorum, sigarayı bıraktım biliyorsun ama bazen iyi geliyor
Ağaçların dalları bir gövdeden kollara ayrılır, dallar ağaç yıllandıkça çoğalır.
Kişiliklerde öyle aslında, yıllandıkça birden fazla kişilikle devam ediyor insan yoluna.
En azından benim için böyle.

Kişiliğimin her gün ayrı bir sayfası yazılıyor.
Hergün farklı hissediyorum, kitap gibi aslında.
Sayfa çevrildikten sonra geri açmamın mümkünatı yok, dolayısı ile her gün farklı ruh halimle eskiyen ben biten bir günün akşamında yeniden başka bir ben ile var oluyorum. Buna “Varoluş” diyorum.

Birde kişiliğimin sayfalarının toplandığı kitap var. Ona, Sen ismini verdim.

Buna da “yokoluş” diyorum. Gözler önünde yok oluyorum.

#Bir Şairi Asla Terk Etme