Yakın ve Uzak

Bir yakın, bir uzak!
Hep uzak, çok uzak.
Hiç yakın değil,
hep yangın içim!

Hiç umurumda olmadı ormanlar, öyle olsaydı bunca sayfa hüsran olmazdı. Bunca zamandır yanıyorum, gık etmiyorsun, bunca zamandır ölüyorum, bu cinayete sessizsin… Ne var ki, kalp iyileşiyor, zaman gerçekten iyileştiriyor. Ne var ki, kalp zamana yeniliyor, zaman gerçekten her şeyi öldürüyor. Kökünü kazıyor zaman her şeyin… hislerin, bedenlerin, hatıraların… Evet, zaman yaşanan her şeyi hiç yaşanmamış hale getirebilen bir sihirdir.

Yeni bir yaşam başlıyor avuçlarında!

Farkındayım bakışlarının, bir yakın bir uzaksın bana… hissediyorum varlığını yanıbaşımda. Yakın ve uzak aynı zamanda… Biliyorsun ne söylemen gerektiğini, neleri susman gerekiyorsa, susuyorsun…

Farkındasın sana bakışlarımın, bir yakın bir uzağım sana, hissediyorsun hislerimi boynunda… Yakın ve uzak aynı zamanda… Biliyorum neler söylemem gerektiğini, susmam gerekiyorsa, susuyorum, biliyorsun.

Ve çok telaşlı ellerim, gözlerim heyecanlı yeniden, yeniden görebilmek adına, sabahın sersemliğine, kirliliğine aldırmadan yürüyorum sana gelen yolları.

Ve birde şu yazılanlar, üzerine alınıyorlar, artık onlar bilmiyorlar. Yokmuşları sadece Yaratıcı var edebiliyor, artık öğrendim. Yine de öğreneceğim çok yangın var, göreceğim çok güzellik gözlerinde. Ve ben bir şiirsel budalayım artık gökyüzünde, şu martılara eşlik ediyor ıslıklarım ve çalıyorum masmavi gökyüzüne, tıpkı gökyüzü gibi bazen mavi oluyor gözlerin ve bazen ela ve bazen de petrol yeşili… bakıp, hayatı anlıyorum, hayatı tanıyorum mesela…

Ve ben kötümser bir budalayım, yazdığım tüm sözlerde. Kötüydü çünkü hep, sonra kötü olacak, ben üzüleceğim, sen üzüleceksin yine. Yine de akıllanmaz ya hiçbir şiirinden şair, yazıyor tüm karanlıkları… beyaz kağıdına.


Topladım dağılmış gençliğimi.
Çıkardım sonsuzluktan Sen’i,
yerle bir ettim sonsuzluğu
yandı ruhum gözyaşlarının tuzuyla,
yıkandım, temizlendi kalbim…

Şimdi ellerime bakıyorum,
tuttular ellerinden,
bu yüzden bu mucizevi satırlar,
yüzünün mucizesiyle,
ben ölmemek için Sen’de,
ölümsüzlüğü hiç istemedim oysa,
şimdi istiyorum Sen’de ölümsüzlüğü!

Kızıl bir gökyüzü var tepemizde,
sıcağın seni terletmeyen,
beni eriten bir havası var İstanbul’da.
Benim dilimden dökülen şu sözler,
senin yüzüne dair…

#Yasef * Yokmuş’ları sadece Yaratıcı var edebilir, öğrendim.