Yarım Gönülle Ölüş

Kaybolmuyor ama geçip gidiyor zaman!

Sıradanmışım gibi bakıyor kainat. Evet, bu böyledir. Şimdi binlerce yok oluştan bir var oluş senaryosu bu yarım gönülle ölüş sahnesinde. Evet, bu böyledir. Ölen herkes ölüme yarım gönüllüdür… Oysa üzerine gidiyorum an be an, her an! Bu tek yönlü gidiş, bu yol tek yönlü ve kesin ölümlü.

Şimdi ölmeyecekmiş gibi bakıyor yüzüme böcek-börtü, oysa biliyorum kırılganlıklarını, biliyorum narinliklerini. Evet, bu böyledir… Onlar esrarengizdir, onlar sessizdir mesela. Çiyler düşer üstlerine kimsenin olmadığı vakitlerde, terk edilmiş kentlerde, ıssız mesire yerlerinde oradadırlar… Sahi, sana hiç çiçeklerden bahsettiler mi? Mesela Siyam Gülünü görmüş müydün daha önce, yada dokunmuş muydun ona?

Sen nereden bilirsin ki siyam gülünü… Sen bilmezsin! Zaten bilmen gerekmez, seninle boy ölçüşemez zarafette. Belini kıran bir kasırga saçlarından savrulan rüzgarlar tüm çiçekler için.

Evet, o öyledir!

Bakınca bakışın kalır elinde, gözlerini ayıramazsın! “Ne de güzelmiş…” dersin sadece, bir tek kendin duyarsın bu sözü, başkasına da söyleyemezsin. Kalır öylece bir ukde içinde… sen ukdenin içinde… Ufuklara bakarsın bu manzarayı hatırlamamak için, nafile! Gökyüzüne bakınca görürsün sonra, yeryüzünde, denizyüzünde… herhangi bir yerde… herhangi birinde… onu arar gözlerin ama nafile! Yeri dolmaz bir boşluk açılmıştır içinde! Nereyse gitsen peşinden sürüklersin artık kedini… işte buna yarım gönülle ölüme gidiş denir ve hiç şakası da yoktur. Zaten “hiç şaka kaldırmaz yüreğin” artık.

Evet, bu böyledir!

Seni senden alır, ondan başka bir şey kalmaz kendinde! “Neredeyim?” diye sorarsın defalarca, günlerce, yıllarca kendine, etrafındakilere “bu insanlar da kim?” dersin hatta… Sığamazsın dünya denen gezegene… sığamazsın şu koca kainata! 7 milyar insan yetmez sana… İşte bu yüzden “7 rakamından tanırsın” artık onu… Tuhaf düşüncelerle garip düşler, hiç olmayacak hayaller kurar, kıvranır durursun adeta! Bu kıvranışın sonu da yoktur! Evet, bu şöyledir; uykuyla uyanıklık arasında, sonra hiç hatırlamayacağın ve uyanmak istemediğin rüyadır! Uyanırsın isteksizce, sonra uyumaya çalışırsın ama nafile! Uyku gözlerinden çalınmıştır bir zaman… İşte tüm mesele de burada ya zaten… Zaman, gözlerinden uykunu dahi söküp alacak kuvvette…


Bu gecenin sabahı!

İşte, gecenin eşliğiyle birlikte uykusuz bir sabaha daha kavuştuk, aslına bakarsan pek güzel değil, sanırım hiç güzel değil. Çayla karışık kahve, nefesle karışık nikotin içip, birkaç yıl öncesinin aksine dünya tasası telaşıyla tasımı dolduracağım. Bu bir nicelik gibi…

Evet, artık daha iyi anlıyorum. Her şeyi! Muhtemelen daha da iyi anlayacağım sonra. Çünkü insan böyledir, vakit geçince anlar, iş işten geçince anlar, hatalarından sonra… yazık, vaktimin çoğunu hata yaparak harcadım ve artık anlıyorum… Yine de aşktan bir örtü üzerimde alevden, göremiyorum yangınlardan, duyamıyorum gürültüsünden, sadece yürüyorum.


#OD | Bendeniz * Siyam gülü.