Sözlerinin Cesediyken Ben

Boş ver Sen Heysar’ı. O delirmiş bir adamdan geri kalan artıktan başka bir şey değil. Şimdi hazır yalnız kalmışken, madem her ben saçılmışken ortaya, söylenecek sözler de zaten bitmiyorken, yazayım dedim.

Evet canım, canımın en küçük Aşk taşı, ben, Sana maskeyle gelen herkesin ortasında maskesiz olan adamım.  Sen’i bir defa sevdim ya, Sen beni sevmesen de olur. Sen sevmesen ne olur?

&

Ben Sen hastasıyım, ilacım da Sen.
Dünya bir yeryüzü arar yarılıp girmek için.
Güneşin saçları beyazlar, küçülür gözlerinde.
Şu gözlerin meseleyken,
şu sözlerinin cesediyken ben,
bir bayram günü ne söylenir?
Daha ne söylenir söylediklerimden başka?
Bilsem söylerdim,
daha ne söylesem anlarsın,
daha ne söyleyeceksin ölmem için?

Sen boş verdiğin gündür ben Sen doluyum,
Sen hoş geldiğin gün ben Sen doldum,
Sen yokmuş dedikçe ben var oldum,
bu bir şiir değil, bu Sana koşuş,
kesilmez bir nefesle geliyorum.

Sen, benden başka herkeste bir hevessin,
Sen, benden başka herkeste yenisin,
Sen, benden başka herkeste geçicisin,
Sen, bende nefessin.

Sen “sevme” dediğin için vazgeçecek değilim,
Sen “sev” dediğin için de sevmem,
Sen’i sevmeme, Sen bile karışamazsın,
Bunu söylemiştim, yine söyledim.

Sen’i gördükten sonra Ay kahroldu bende,
bende battı güneş, yerine Sen doğdun,
Sen doğdun ve batmadın gözümde,
soğumadı bir nebze şu yeryüzü gönlüm.

&

Bak Heysar, bak evlat! Ben hiç yalan söylemedim konu “O” olduğunda O’na… O’nunla ilgili hiç doğru söylemedim başkasına, doğru. Ama bazen yalan olanın doğru olması gerekir, anlatamazsın ve söyleyemezsin. Gerçi söylesen de anlamazlar, onlar işitmezler.

Evet, dolanıyorum kainatın bir köşesinde hiç önemsenmeyecek kadar bir köşede ve yıllardır saçmalıyorum… Şimdi fırsatın varken sende saçmala saçmalayabildiğin kadar.

Ama şunu unutma, bazen gördüklerin gerçek değildir, duydukların da öyle, gerçek olmasını istediğin için gerçek olurlar, duymak istediğin için duyarsın, görmek istediğin için görürsün.

#Yasef / Bir Zehir Bayramı olsa da.