Yazar#OD

Tüm bunları benden geriye bir şeyler bırakmak için değil, Sen'den bir şeyler kalması için yazdım.

Sesimin Telleri

Aşk başlı başına çelişkidir,
Sen’sizlikte bile Sen’i yaşatıyorsa,
buna başka ne denir?
Delilik mi?
Esefleyin Oğuz’u, yormayın soluğu,
buz kütlelerinden prangaları,
güneşten zincirlerle taşıyorum Aşk’ı...

Güzellik Çamuru

Son adımlar bunlar,
Sana gelen yolumun, bittiğine işaret,
felaket benim için ya, Sana değmez sefalet,
gözlerinin yeşili can satarken baktıklarına,
umut dağıtırken oralara, dağıtır beni buralarda.
Sorma,
hiçte acınacak halde...

Ruhumun Ziynet Takısı

Bir tanecik canımın Sen takıntısı,
Sen’sizlik, Ruhumun ziynet takısı,
şairliğimin tüm kelimeleri, olumsuz ön ekleri,
bağlaçlarından tut da, anlamsızlıklara kadar,
gözümün gördüğü her şey Sen’sin.
Bir tanecik...

Arabesk Balesi

Güneş’le dansımın son koreografisi,
Aşk, bir dizi arabesk balesi, hisli-hisli,
ağlıyor Martı’lar, içli-içli, Oğuz bahanesi.
Bitmediğini biliyorsun,
henüz bitmeyeceğini biliyorsun,
ne kadar hüzünlü müzik...

Hoş Geldi

Sonra bakıp gözlerime,
‘bu sana son doğum günü hediyem’ diyebildi,
Ben’sizlik sana, Sen’sizlik bana, Hoş geldi.
Ama yine eli boş geldi,
boşunadır her şey, üzülmeler bile,
aklımın...

On Dokuz Mayıs

Bu gün doğum günüm.
On Dokuz Mayıs…
Ne değerli bir gün değil mi?
Doğduğum Cuma gecesi,
ne mübarek bir gece değil mi?
Bundan mı hissiyatlıyım,
sanki bir şifresi var gibi, anlatmak istediği bir şeyleri var sanki kaderimin.

...

Tek Hece

Oğuz, inat keçisi, Sen günah,
sevap dağıtır İlah, giden yok,
giden çokta, aralarında değilken biz,
giden olsa da bilemeyiz yokluğu.

Aşk kalbe bulaşan leke, tek hece,
binlerce kafiye ile anlatılamayan...

Bir Güneşlik Ömür

Aşk’ın rengi, yeşil,
kulağıma dudaklarından serpiştir sesi,
bir Güneş’lik ömür Sen’sizliğin bir günü,
vaktin neden geçmediğini mi soruyorsun?
Sen’sizliğe anlat Sen’i,
anlamaz değil mi...

Varlık Yoktan

Aşk her şeyse, her şey gitmiş benden,
gökyüzü mavisinin sonu gelecekmiş gibi,
göz yeşilinin öyle değil işte.

Varlık yoktan gelir,
başı yoktan var edilenin gönlü,
elbet sonsuzluk taşır Aşk’ı,
sonsuz olabilen yaşar...

Aşk Emeği

Onların Aşk’ı, Oğuz’un maskesidir,
Sözleri içlerinde gizli binlercesinin,
gözlerinin göremeyeceği kadar kalabalıklar,
içlerinde bir ben aktayım,
beyazlamış görüntümün altında karamsarlığım,
hatırladıkça yanar aklım…

...

İlk Terk Ettiğin

Nasıl hissediliyor acı?
Madencinin nefese ihtiyacı?
Böyledir Aşık hissiyatı,
her günü nefessizlik.
Bu iş benlik değil artık,
bir şekilde sönecek yangın.

Soğukta işlemez Aşığa,
sıcakta,
anlamaz ki laftan,
ne...

Ölürken

Zamana hükmedebilseydim,
geriye sarar, gideceğin ana kadar gelir,
tekrar başa sarardım günleri.
Sen’sizlik böyle bir şeydir.

Buna Aşık fikri deriz, içten gülmeyiz,
dışımızda abartı gülücüklerle moral veririz...

Ölümlüsündür

Trilyonlarca roman okusa da gözün,
bir tek sözümde kalır onca hikaye,
Oğuz Aşk’tan, esmer yağız,
Sana benden başkası hurafe, rivayet,
Gözkapaklarımda Sen dolu rüya belleği,
zihnime kazıyıp ölümsüzleştiriyorum...

Severim

Beni anlamıyor olman da beni ilgilendirmez,
Sen’i seviyor olmam, Sen dahil hiç kimseyi alakadar etmez,
bu benim Ömrüm, Sen’i sevmek istiyorsam, severim.
Sen’sizken bile.
Densizlikte, gel de anlat...

Haksızlık Sayar

Oğuz, Aşk’ın dört harfe yükselmiş hali,
başka bir boyut gözlerimin izlediği Sen,
bir başka güzeldir, Sen’i benim gözlerimden izlersen,
başka istekli olursun Aşk’a.
Canın yanar da, anlatamazsın derdini.

Başlı...

İki Sözü

Beni Sen’sizliğe mahrum bırakma,
Sen’i bana mahzun bırakır bahar,
Yaza döner kış, boynu bükük kalır sonbahar,
hiç olmasa da, bir karınca kadar hatırım var,
buna güvenip bekliyorum gelmeni,
zerre kadar hatırını...

Su Sızmaz

Gitmek üzereyim,
Sen’i sürekli bir şeylerle kıyaslamaktan sıkıldım,
eşin benzerin olmadığı için Sen anlatılamazsın,
yine de Sen’i en güzel ben anlatırım… Anlatacağım,

Gökyüzüne kestirme bir yoldur...

Ağladığında Ağlardım

Sen Oğuz’un binlerce şiirsin,
Ruh’umun bir kelimesi, Aşk’sın.
Ruh’umun duvarları bu beden,
kurtulup yükseldiğim zaman gerçek ilhama,
uyanacağım yokluktan, varlığa değecek başım.
Başımın fikri günah, güneş...

Hep Tokum

Önceden yüzüne bakınca hatırlardım gökyüzünü,
yeryüzü benim yüzümdü, öyle ayrılmaz sevgiliydi.
Şimdi, gökyüzü hatırlatıyor yüzünü, onda asılı Güneş.
bir parçası yüzümde…
Hiç üzülme, en güzel sözlerin zihnimde,
dökmedim kaleme, son...

Küçümseme

Aşk, işlenmeye devam edilen hatadır,
ilk hatada uslandırmazsan gönlünü,
alışırsın, ardı arkası kesilmez Aşk’ın.
Ben kaç yaşındaysam, o yaşta Aşk’ın,
Sen ne kadar uzaksan o kadar var Aşk’ın,

Haydi, elinizden...

Ruhum da Alacaklı

Gerçekten bitmek üzeresin,
neredeyse,
şimdi ben de gidersem,
yazdığım tüm şiirlerin tezi çürür değil mi?
İşte Sen giderken, beni de öyle çürütmüştün.
Ne dersen de, istersen duygu sömürüsü de,
öyle gidilmezdi. Gidilemez.

...

Uykusuzluk Gibi

Uykusuzluk gibi olsan keşke,
gelsen de gitmesen tüm gece, her gece.

Ve tüm gün, her gün.
Uyku gibidir vaktin, bir varsın bir yoksun,
bir de diyorlar ki ‘Oğuz artık uyusan.’
uyursam rüyamda görürüm...

Zayıflığına Rağmen

Merak ediyor musun beni?
Aşk’sız uyanmadığımdan, Aşk’sız geçmez günüm,
Sen’sizliğe uyandığım için her gün, geleceksin hayalleri kurarım,
kurarım da kurarım, saat 12’ye yaklaşınca o günün ümidi can verir...

Yansımandan

Uykumun rüya kabahati, unutturmaz silueti,
marifetim, uykuda bile sesini duymaktır.
Bunca Aşk’a sırtını dönüp gitmek, gaddarlıktır.
Sahiden, ne oldu vicdanına?
Başka bir aşk mı gördün oralarda?

Kainatı koy terazinin...

Binlerce Ayrım

Sebebini bilmediğim sebeplerden ağlardın,
kendimi suçlayıp, anlamaya çalışırdım ağlayışını,
bana anlatmayacak kadar Aşk’sızdın.
Sonra yüzünde süzülürdü gözyaşların,
benim bile yüzüm kaşınırdı.

Ne içtenlik...