Hiç öğrenesim yok Sen’sizliği,
bensizlikten başka ne var ki Sen’de?
Öyle ya, Sen’sizlikten başka neyim var ki?
Bilinmez.
051 / Aşk Tüccarı – 2011
Bildiğimiz cinayet bu,
parmak izlerin dahi yok.
Öyle uzaktan işlenen bir cinayet.
052 / Aşk Tüccarı – 2011
Yok-yok,
canıma kastın var anladım,
olsun,
bunun için kasıtlı yürüyorum Aşk’a,
kasten eskitiyorum Ruh elbisemi.
053 / Aşk Tüccarı – 2011
Güneş’in bir bulutluk işi varken,
ona hasret beslemekte neden?
Onların bir unut’luk işi var,
oysa bak Oğuz’a, hiçte unutmaz.
054 / Aşk Tüccarı – 2011
Sesini bir kez daha duyabilmek için ömür verilir,
Sen’sizliği yaşayacak bir ömür daha bitirebilirim.
055 / Aşk Tüccarı – 2011
Kaybetmek…
Hiç kaybetmediğinden bilemezsin.
Hiç vazgeçmediğimden, bilemem…
Kaybetmek nedir?
056 / Aşk Tüccarı – 2011
Hayalimin mahâli,
ey âhalî, meyden sanırsınız,
Aşk, meyden kuvvetli içki,
bir içti mi, hiç uyuyamazsınız…
057 / Aşk Tüccarı – 2011
Dağı delen de öldü…
çölü aşan mı güldü?
Oğuz da ölümlü.
Kıymet bil.
058 / Aşk Tüccarı – 2011
Yürüdüğümüz yollardan yürüyorum,
yalnız…
Sen’i hatırlatıyor adımlar,
Sen’sizlik adımları atıyorum…
059 / Aşk Tüccarı – 2011
Unut diyor aklım…
kolaysa sen unut diyor kalbim.
nedense son söz hep kalbimin.
060 / Aşk Tüccarı – 2011
Aşık olmak varken,
adam olmakta nedir?
Oğuz derin ilim bilir.
061 / Aşk Tüccarı – 2011
Oğuz, Maşuk gönüllü, Aşk ölüsü,
yağmur sonrası bitki örtüsü,
uyanıyor böceği, börtüsü…
Önceki Nisan’dan kalma üzüntüsü.
062 / Aşk Tüccarı – 2011
Öyledir…
Aşk’la uyanmakta güzeldir,
Aşk’tan uyuyamamakta öyledir.
063 / Aşk Tüccarı – 2011
Özledim kendimi,
yeniden Oğuz olabilmeyi,
hep Sen’de kaldığından aklım,
beceremedim dönmeyi.
064 / Aşk Tüccarı – 2011
Aşk, ateş yükü,
zır deliyle, kör cahil yüklenir,
Oğuz’da ikisinden çok nedir?
065 / Aşk Tüccarı – 2011
Takvimin, zaman emektârı,
tek kârı, saatten yavaştır,
saniyeden, hızlıdır zamanın.
066 / Aşk Tüccarı – 2011
Zaten Aşık adamı,
yeniden nasıl Aşık edebilirsin ki?
Edebilirsin…
Sen edebilirsin.
067 / Aşk Tüccarı – 2011