Benim Anladığım

Biraz da, benim anladığım gibi yazayım Sen’i,

Devre hâkim kâtibin bir çuval mürekkebi,
serserinin serzenişleri, keplerinde resimlerin,
demin öldürdüm, Sen’i düşleyenleri, sersefil.
Devri, devrilmeyen omuzlarıma yükleyen Aşk,
zakkum meyvesi, hediyesi, bu mu sefil?
Ehil, Oğuz Aşk ile eğil, Yağmur’un huzurunda.
Ehil, Oğuz Aşk ile, cahilce yazarlar Sen’i,
kespti alev alan, duvar kalemi yorar, haftalarla.
Aylar onlara cazip, asırlar bana denk,
eş değer kahırla, Dünya Aşk hastası, yaftası;
Ay’la aldatır sarışını, sarısı bundan beyazlar.
Akıl damlar, yorma, bunlar olduğunda,
olmayacağız burada, olmayız yan-yana.
Devri, Dervişe emanet ölünün, sızlar kemikleri,
neydi sebepleri? Bilmedikten sonra Aşk Gölgesi,
öldürür Martı Terbiyecisi, Yağmur Ağacı ilacın,
Oğuz Aşığındır, ne de güzel tutuşur.
Sen’sizlik ateşimle, güneşi tutuştur.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 051