Adımızı Yazar

Böyle olmasını istemezdin, eminim,
demim yine demlendi sigara nefesleriyle,
nefsim içine sindi korkularından,
çoklarından azlıkları, azınlıklardan ileri değil Martı’lar,
vakti haybeye geçen aşıklar mı Sana revâ?
Sedâ kulaklarıma sesinden gelir, edâ değişir,
ben vakti tamir ettim Sen’in için de, değersizim.

Beş kuruş olmayan cebimin boşluğu gibi Aşk,
Yağmur bulutları kadar dolu yine de yüreğim,
ben, tüm vaktimi Sen’inle geçirip yine delirdim,
deliliğimden gelmiyorsan, bunu bir şekilde bildir,
bir anda dirilir bedenim, olurum en zeki,
Martı’lar gider de, ne karamsarlık kalır ne êzi,
ezâ da kalmaz, fezâ adımızı yazar yıldızlarla,
Sen gel de, güneşi istediğimiz yere taşırız.
Isınırız, sebâtımıza denk meyvelerden atıştırırız.

Susmayı becerebiliyormuşum, bu Sana yetmiyormuş,
Sen’i kahretmek için yazmamak gerekiyormuş,
bunu da kim uydurdu? Kahretmek isteyen kim?
Oğuz yedi düvele duyurdu Aşk’tan yanışını,
yaşını başını alsa da Aşk’ı Sen’inle yaşamalı,
akşamı Sen’inle geçen gecenin olmaz karanlığı.

Yine mi böbürlendin?
Gözlerimden çıkarıp görüntünü bakıyorum yine,
ne de acizsin Sen, henüz hiçbir şey bilmiyorsun Sen.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 029