Ah Şu Bilinmezlik

Ah Şu bilinmezlik dolu benlikler.

Hiç yazmak istediğin halde yazamadığın, kelimelerin boğazına düğümlendiği oldu mu? Muhtemelen olmuştur, belki de hiç umurunda bile değildir.

Sigaramın benden habersizmiş gibi tüten dumanını seyrediyorum. Evet evet, gerçekten benden habersiz. O da bilmiyor neden yandığını… ben de bilmiyorum aslında neden yandığımı. Adına Aşk diyorum da, Aşk Sen kadar mucizeyi bir araya getirecek kudrette mi?

Kudret elinin yoğurulmuş çamurlarındanız. Bunu çok iyi biliyor ve buna çok fazla inanıyorum.

Bunları neden yazdığımı bilmiyorum, saatin akıp giden saniyecini seyrediyorum şimdi de. O da benden habersiz, bizden habersiz, eğer bilseydi bizi, eminim vazgeçerdi cam kafesin içinde volta atmaktan.

Öyledir, zamanı gösteren şu saatler, bunlar bizim, zamana karşı ne kadar çaresiz olduğumuzun kanıtı, aynı avluda günlerce, yıllarca volta atıp durmuyorlar, sürekli dönmeye devam ediyorlar, henüz bir sonu yok ve her defasında başladığı yere geri dönüyorlar.

Sence bizde başladığımız noktaya dönecek miyiz?

Ah Şu Bilinmezlik Dolu Anlar

Bilmiyoruz, çünkü bu bilinmezliklerle dolu benliklerin içinde hapsolmuş durumdayız saatin saniyeçleri gibi, 12’nin 1’den haberi yok, 7’nin de öteki 7’den…

Bunlar Sen’in anlayamayacağın, benim zihnimin uydurmuş olduğu matematiklerden ibaret. 12’nin ne olduğunu bilmiyorsun, 1’in neden hemen ardından geldiğini de bilmiyorsun ve bilmeyeceksin. Ve bende Sana söylemeyeceğim.

Belki de içimdeki bu karamsar ve aptal benlikten kaynaklanıyordur bütün bunlar… aslında tam olarak olması gereken de budur belki. Sen’inle benim aramda ne varsa, kısa bir süreliğine, bir dünya vakti kadar yaşanıp, humustan, kilden toprak raflara kaldırılacaktır.

Ben bu yüzden saat kullanmam mesela… Kolumda olması canımı sıkar, vaktin geçtiğini hatırlatması ve zamanımın zaten kısıtlı olduğunu bile bile… Sesi de pek hoşuma gitmez, tik-tak, tik-tak… Ölüm sesi gbi.

İşte bu yüzden zamanın bir önemi yok, yaşamanın da. Sonuçta 4,5 milyar yıldır var olan bir dünyanın içinde başlangıçtan beri var olan Aşk’ı sıkıştırmışlar da kimsenin yok bildiği.

Zamanın benimle alıp veremediği yok, Sen’i alıp, vermediği zamanlar var… İşte tam da bu yüzden zaman bana Sen kadar bir ömür borçlu, benim ona ömrün kadar ihtiyacım var. Sonrası önemli değil.

#OD | Sevgiliye Mektuplar * Ah Şu Bilinmezlikler.