Başkalarının Hayatları

Başkalarının Hayatları! Ne tuhaf, ”Ben”den olmayan, öteki, başkası. Başkalaştırmak.

Meselenin özü, her zamanki gibi kendimiz olamamakla ilgili. İnternet hakkında insanlar çeşitli yorumlar yapıyorlar, kimisi çağımızın mucizesi gözüyle bakıyor, kimisi teknoloji diyor, kimisi hiç düşünmeden sadece Instagram’a giriyor vs. vs. (Facebook’a giren hali vahimleri hesaplamadım!)

Nufusu.com’un verisine göre şu an dünya üzerinde 7.142.538.918 kişi bulunuyor ancak x2 yaparak 14.285.077.836 nüfusa sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Eğer dünyadaki herkesin İnternet üzerinde bir hesabı varsa, mutlaka ikinci bir ”Sosyal Medya Hesabı” da vardır.

Bu ikinci hesaplardan insanlar, evlerinde güven içinde koltuklarına yaslanıp çaylarından yudumlarken çok rahat başka birini eleştirebiliyor, bilmediği konular hakkında olumlu/olumsuz yorum yapabiliyorlar. Sanatçısından tutun da öğretim üyelerine kadar… Elbette bütün bu hesapların hepsini topyekun atmak olmaz, içlerinde yararlı olan nice hesaplar da vardır.

Başkalarının hayatları – alıntıları!

İnternet üzerinden istediğiniz bilgiye çok rahat ulaşabilirsiniz. Merak ettiğiniz bir konu hakkında araştırma yaparken, sitenin her an sağında/solunda ”Hangi Dahisiniz?” başlıklı bir makaleye ya da testle karşılaşabilirsiniz.. Tüm dahiler de ”Dahi” olduklarını bu testlerden öğrenmişler gibi makalenin içi egonuzu okşayacak cümlelerle doludur. Siz bu testi tamamladıktan sonra kesinlikle kötü bir sonuçla karşılaşmayacağınız gibi ortalamanın üstü bir not ile kendinizi gerçekten ”Dahi” gibi hissedersiniz. Makale amacına ulaşmıştır. Site sahipleri farklı reklam ve bilgi toplama teknikleriyle istediğini çoktan almışlardır bile.

1990’lı yıllarda, ”Sanatçı toplumun aynasıdır.” şeklinde bir deyimi çok sık duyardım, gerçekten de o zamanki sanatçılar, bilgili, görgülü, içeriklerinde bir muhteva barındırırlardı.

Günümüzde ise bu durum tam tersine dönmüş durumda, muhtevası güçlü olanlar prim yapamazken, zayıf içeriklere sahip icralar tavan rekorlar kırmakta. Ve yine az önce bahsettiğimiz İnternet sayfası, Instagram hesabı vs. bunları öyle güzel şekilde servis ederler ki, siz kendinizi anlatılan ”O” içerik gibi hissedersiniz ve ”O”ymuş gibi davranırsınız.

Çok güzel/özel bir hastalığa bile özlem/ilgi duyabilirsiniz. Muhtemelen daha önce duymadığınız bir hastalık olan ”Sinestezi” gibi. Sinestezi hastalığı, nesneleri, duyularınızın algılayabildiği herhangi bir şeye, renk, ses gibi eşleştirme yaparak, zihninizin işleyip tekrar size sunmasına da diyebiliriz kısaca.

Şimdi ise, ”popüler kültür”, ”kültür” gibi bir tanımın içini tamamen boşaltıyor olsa da popüler kültür bunun etkisi altına girmiş ve kendi kimliklerinde olmamasına rağmen varmış gibi gösterenlerle kaynıyor.

Bu etkinin devamında bu insanları takip eden kişiler/nesiller bunun çok iyi olduğu kanısına varıp, onlar gibi davranıyorlar.

Başkalarının Hayatları artık çok önemli. Giydiğimiz kıyafetten, kullandığımız telefonlara kadar artık tamamen özgün değiliz. Bunun düzelmesi için artık vakit yok, herhangi bir eğilim yok, artık geri dönüşü olmayan bir girdabın içinde bilinmezliğe doğru sürüklenirken, kendimizden başka ne varsa ”O” olduk. Yani artık, kim ne kadar aksini iddia etse de bir başkası.

İçinizde olmamasına rağmen kişiliklere bölündünüz…

  • Aynaya bakmadan önceki ”siz” ile aynada gördüğünüz ”siz” artık farklı. Yani aynada uzun uzun kendinize bakmanıza gerek yok, kendinizi asla göremeyeceksiniz.
  • Araba kullanırken, sağ ve sol aynalarınızdan etrafı kolaçan ederken, sadece siz araba kullanıyormuşsunuz gibi, sadece sizin arabanız gibi davranan birisi var içinizde.
  • Çalıştığınız iş yerinde çeşitli aksiyonlara sokup çıkardığınız kişi akşam eve dönerken başka birisi.
  • Kız arkadaşınız, sevgiliniz, eşiniz ve dostunuz, hepsinin yanında farklı bir ”siz” var.
  • Sosyal Medyada ki ”siz” ile gerçekten ”siz” aranızda tarifi olmayan bir farklılık var.
  • Olmayan şeyleri anlatmak için can atan ”Yalancı Siz” var içinizde.

Evet, insanların hepsi yalancıdır.

Artık izlediğiniz her şey, dinlediğiniz her şey, konuştuğunuz her şey ”Başkalarının Hayatları”na ait.

Oğuzhan Deniz * Başkalarının Hayatları / Hayatınızda olmayan tek şey ”siz”siniz.

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…