Tragedya – Siyaset

Tragedya – Siyaset…

Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bazı kimselerin, bazı kimselere doğru yolu, yolları, doğru anlayışları, anlamları, doğru çıkarımları, çıkmazları, kısacası, oy verilenin de verenin de aslında pek bilincinde olmadığı eleştiri sahneme hoş geldiniz.

Burası, Dünya! Bazen iyisiyle, çoğu zaman kötüsüyle meşhur olmuş gezegen. Şimdi hızlıca, “Dünya dışı yaşam varsa, gelip, yaşayış şeklimizi görüp, bizimle tanışmaktan muhtemelen vazgeçmişlerdir” demek istiyorum. Bırakın diğer canlıları, kendi türünü öldüren bir gezegen dolusu insan, acaba, nasıl dost olabilir?

Her neyse, meselemizin özü siyaset. Ama ben siyaset yapmayıp, akıl yürütmeye, bilime, felsefeye, gelişmeye dayalı cümleler kurmaya çalışacağım. ”İnsana dair” her heveslendiğimde, hevesimin kursağımda kalmasına rağmen, yine de cümle kurmayı deneyeceğim. Üstelik, iyimser olmayı da deneyeceğim.

Siyasetçi nedir?

‘’Siyasetçi’’ kelimesi, ‘’Siyasa’’ kökünden türemiş Arapça bir kelimedir. ‘’Seyis’’ kelimesi de aynı kökten türemiştir. Aynı şekilde, Yunancadaki ‘’Polis’’ kelimesinin karşılığı olan ‘’Devlet’’ kelimesi yani devlet işleriyle uğraşan kişiler manasına gelen ‘’Politike’’ kelimesinden ‘’Politika ve Politikacı’’ türemişlerine uğradığını görebilirsiniz.

Siyasetçi, tarihi çok eski olmakla beraber, ilk insan topluluklarında o topluma önderlik yapan, yöneten kişilere denir. Aslında her toplumda siyasetçi farklıdır. Kızılderililerde “Oturan Boğa” Afrika Kabilelerinde “Kötü Ruhları Kovan Bilge Ruh” Almanlarda “Adolf Hitler” Ruslarda “Stalin” gibi gibi.

Tabi ki de bununla kalmıyor maalesef. Onların yardımcıları, yardımcıların yardımcıları, yardımcılarının yardımcılarına yardımcı olacak defterdarlar, defterdarların sekreterleri, dış işleri bakanı, iç işleri bakanı, gökyüzü bakanı, yeryüzü bakanı… Mesela, “Tabii Kaynaklar Bakanı” diye bir bakanlık var ki “Tabii” kelimesinin anlamını dahi bilmeden oy veren insanlar tarafından atanılan bir bakanlık görevi.

Size (onlara) göre siyaset ve siyasetçi nedir?

Oy verilerek, bir yere getirilen, aslında herkesin hakkında bilgisi olmasına rağmen, kendilerinin siyaset yapmamaları ama yapanların eleştirildiği bir şeydir siyasetçi ve siyaset.

Bana (bize) göre siyaset ve siyasetçi nedir?

Bana göre siyaset yalan, siyasetçiler de yalancılardır.

Çünkü o kirli sandıklara bir tek rey bile atmadım, atmaya da niyetim yok. Üstelik bunu yapmadığım için o kullanmadığım oyun bile birinciye gitmesinden eleştirilmem ve sanki oyumu, birinci gelen partiye vermeleri benim mantık hatammış gibi yüzüme vurmaları.

Bir sistem kurulmuş, bu aşikar. Ancak bu sistemi hala kullananlar hatalı değiller mi? Dünyanın dört bir yanında siyasetçiler var ve onlara savundukları şeylerin mantıksız olduğunu söyleyen karşıt siyasetçiler. Muhalefet deniyor adına.

İsimler, ünvanlar değişiyor. Sürekli bir şeyler değişiyor, yasamalar, yasalar… Asıl değişmesi gereken şeyler aynı kalıyor ama değişmesi gerekenler değişmiyor. Değişmeyecek de, değiştirmeyecekler de… Neden değiştirsinler ki?

Meslea; anayasa, yani değiştirilemez yasayı bile değiştirip, değiştirdikleri yasanın değiştirilemeyeceğine dair yasa oluşturanlar ve onlara hiç ses çıkarmayanlar varken neden değişsin ki?

Mesela; adam asarlar… hapishanelerde insanları ölüme terk ederler. Çürütürler… Mesela onun mektubunu okuyup, sonra ağlarlar hep birlikte.

Mesela; yukarı çıkan yürüyen merdivenlerden aşağı inenler varken, neyi değiştirebilirsin ki?

Mesela; memura tonla ayrıcalık tanırken, işçiye imtiyaz ipini koparmışlar.

Mesela; televizyonu arayıp, ”Bu haberi kaldırın, olmamış.” diyebiliyorlarken ne değişebilir ki?

Mesela, Fatih Ordakal diye bir adam var, sabah sabah kafa ütülemekten başka ne yapıyor ki? Neden sabahın kuş cıvıltısı yerine bu adamı dinliyor ve anlatacaklarının önemli olduğuna kanaat getiriyoruz ki? Hal böyleyken ne değişebilir ki?

Değişmez…

Değişmeyenler değişmedikçe, neyin anlamı var ki?

Oğuzhan Deniz * Tragedya – Siyaset

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…