Hoş Geldi

Sonra bakıp gözlerime,
‘bu sana son doğum günü hediyem’ diyebildi,
Ben’sizlik sana, Sen’sizlik bana, Hoş geldi.
Ama yine eli boş geldi,
boşunadır her şey, üzülmeler bile,
aklımın duvarlarında binlerce koridor,
binlerce dönemeç, bir türlü dönmediğinden,
bitmiyor dönemeçler, bir de afilli demeçler,
demetler halinde papatyalar,
kulaklarının fiyakası…

Oysa papatyaların hiçbir suçu yoktu,
Sana getirebilmek için kopardım toprağından,
merak etme, kulaklarında daha mutlular.
Öyle ya, ne de anlamsız duruyorlar öyle yerlerinde,
rüzgar esintisiyle, bal yapan arılara yem oluyorlar,
anlamın kendi yokken, papatyalar da anlamsız Sevgilim.

Sen’i hatırlatmayı bıraktı gökyüzü,
artık sırf Sen’i anlatıyor, buluttan yağmura,

yağan kardan, kopan fırtınadan Aşk geliyor.
Sen gibi.
Sen, Aşk kokarsın,
oralarda korkarsın, en iyisi, geri dönmen,
bana göre, parmakların hala tebeşir izleri.
Ayak bileklerinde ip kesiği kırmızılıklar,
gözlerime bulaştığından beri uykusuzlukla,
Sen ben’siz huzurlu uyuyamazdın, iyisi mi,
geri dön.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 090