Mey Bozması


Israrkeş dudaklarımın mayası,
dudaklarından alamadığından hıncı,
söz veremezdi zaman tutarsızlığıyla,
öyle garipti vaktin akışı,
öyle birden akıp gitti yetişemedim,
erişmedi başım Aşk’a, yine yenildim.
Ben erdim kelimelerden kafiyelere,
kafiyelerden mey bozması hayallere,
dalıp-dalıp sızdı gözlerim saçlarının ahengine,
söz veremezdi zaman inatçılığından…

Her kelimemden bal damlar,
Sana yazdığımdan baldan da tatlılar,
ölümle anlaşmışken zaman,
Aşk’ın zamanlaması nasıl kötü olmasın?
Katledip vakti boş Aşk’larla, kurban edip ömrü,
ne kaldı geri de elimizde?
Boş lakırdılardan başka ne kaldı dilimizde?
Söyle öyleyse, öyleyse Sen söyle,
Aşk, hafif bir rüzgarın saçlarını okşaması olmayı istemekten başka nedir?

Hengâm / 02