Nasıl Olsa Öleceğiz

Yokluğuna bunca delil şiir
ey başım, daha da delir.
Bu yangın nedir, hiç bu bana yeter mi?
Sen’sizlik her gün gözüme güneş değdirir.
Benden başka herkesin derdi aynı,
Sen ile vakti geçiren yok ki,
vazgeçmesinler Sen’sizlik ile.

Bak yine ilham sardı kalbimi,
Dünya herkese tektir, herkes Dünya için tek,
tek bildiğim,
Sen’siz Dünyada tekim.
Neyim ben?
Aşk Hastası mı?
Neyinim ben, yabancının teki mi?
Yabancılaştı tek tek, börtü böcek,
Oğuz ölmek üzere yürüyen ölek,
yolu bir tek Sana gelir. Bu elinde değil.

Siyasiler görüyorum, Sen’i hatırlatıyor,
hatırlıyor musun bilmem, Sen bahsederken siyasetten, “Bunun sonu nedir?” demiştim,
Sen cevap verememiştin, sonra ben,
“Nasıl olsa öleceğiz, bunlar bize kâr değil, birbirimizi ne kadar çok seversek, birbirimizi o kadar sevindiririz.” demiştim, Sen bakıp,
yine beni önemsememiştin, haklı olan bendim.

Çevremde insanlar var, inanmıyorlar, neden bilmiyorlar? Onca ölen insan için ölümü neden hatırlamıyorlar? Nasıl olsa öleceğiz, Sen’i tekrar görmeliyim. Çünkü bu ölmeye de değer.
“Ne gerek var, nasıl olsa öleceğiz,”
diyorsun da, bilmiyorsun işte, Ruh’um ölmeyecek ki, zaten Sen’i Ruh’u ile seven kaç kişi kaldı ki? Annen, baban, kardeşin,
Oğuz zaten Aşık’tır.

Oğuz zaten başlı başına Aşk’tır,
Sen’inle dolmuş kitaptır, Sen’sizlikte yoğrulmuş Adam’dır. Baksana etrafına, kimin var ya da kimin yok…
Baksana etrafıma, Aşık’tan bernâlarla dolu,
gözüm yok hiç birinde, Sen berrâsın,
bakıyorum da etrafına, ne etraflık insanlar,
egoları bulaşmış elbiselerine, ellerine, yüzlerine de,
yüz bulmuşlar Sen’den, yüz vermişsin hepsine. Neden mi umurumda?
Bilmiyorum, Aşığım ya, ondandır,
seviyorum ya hani ben Sen’i, ondandır.
Belki de bundandır her şey, imtihanıdır.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 060