Zille

Kağıtlar, kafiyelerimden banyodalar,
yıkıyorlar yüzlerini mürekkep ile,
tenleri esmerleşiyor, kalemimle.
Ben Sen’i yazmaktan yorulmam,
bu işten gocunmam da, yerim ateş dibidir.
Râbb’im beni bu işten vazgeçir.
Seyreder zillê, zâlimi, bir de hâlimi,
öttüğü vakit ses telleri, anlatırlar sevgimi.

Dilimi, ipine doladı ilhamın,
idamın da böylesi, ıslahım Allah’a.
Yağmur Ağacı’nın, Aşk Gölgesi,
karanlıktan kör eder gözleri…
Sözlerinden tir-tir titrersin de,
bu üşütmez seni, bir daha işittirmez.
İstesen de bir daha güldürmez halim Sen’i.
Hâim Sen’i yazar durur,
bundan Aşk duyar gurur, huzur bulur kafiye.

Ben’i Sen’sizlik imtihanına tabii tutan Allah’a hamd olsun.
Hatta, artık, Şükrolsun.
İşlediğimiz günahlar Af olsun, bundan başka elimden ne gelir-ki?

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 030