Aniden Ölmek

Merhaba,
çiçeği burnunda tüten Aşk sakini…
Ben Aşk’ının sakin dervişi, dili sekin.
Yüzü sükûn, gözü kör, gönlü Aşk’a bonkör.

Hiç beklemediğim bir anda oldu bitti her şey,
terk ediliş, aniden ölmek gibiymiş.
Kimseyle vedalaşmadan, öpüşüp, koklaşamadan.

Yürüyen halimi görürler, konuşur dudaklarım, susmaz,
unutabilmek için her şeyi, işi dalgaya alırım.
Lâkin, gözlerinde yoktur adamlığım,
Aşk, Adam’lığı da yerle bir eder.

Şiirlerimi, sihirle yazıyorum Sen’in için,
tek yapman gereken, okumak… Bir okusan,
bir daha dokunsan bana.
Ahmak aklıma bak,
hiç beni görmeyen,
benden bir kaç kelimeyi görür mü?
Bu umuttur. Bir ümittir.
Gözlerine değebilmek için, ağzımla yakalıyorum Martı’ları,
attığın simitleri kimse yemiyor, görmüyor musun?

Hatırlıyorum yeniden,
kavrulmuş zihnimden, parça parça görüntüler.
Ayaklarımızı vapurun korkuluklarına uzatmıştık,
Sen, kendi gökyüzünü izliyordun,
bende kendi gökyüzüm olan gözlerini.

öyle yeşillendi gökyüzü bakışlarıma.
Gözlüğünü bana uzatmıştın, anlamıştın, gözlerim kamaşmıştı,
başka kimseyi göremediğimden,
Sana tutunarak yürürdüm ben o günlerde.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 008