Geldiğim Yol

Dilediğin kadar git uzaklara,
istediğin kadar kahret Oğuz’u,
yoktur Aşk’ın kaçış yolu… Denedim Aşk Gölgesi‘ndeyken,
bir tünel buldum ve yürüdüm, sonunda ışık vardı yolumun,
yürüdüm,
bir türlü gelmedi sonu.

Geldiğim yol kadar geri gittim. Vardığım yer Terk Edilme Mevsimi,
Martı’larla oyalandım bir Vakit, sonra Vakti tamir ettim,
Güneş, yangınıma özenircesine yanıyordu gökyüzünde,
çağırdı ateşlere… korkmadım, yürüdüm.
Eriyor Güneş, sönüyor ışığı, o söndüğü zaman,
gelemezsin hiç.

Gönüllü Ölümlü olabilir mi Sen’ce?
Gönülle ölünebilir bence, Sen’inle…
Sen’sizlik bu denli gariptir, tek farkı, öldürememesi.
Gülümsetmemesi ayrı bir dert.
Etrafına dikenli telden setler çek, ateşimden erimeyen,
Sen olursun bir tek. Çekirdek aileyiz bu yüzden Dünya ile.
Pusulam Sen’i gösterir halde.

Bundan utanıyorum işte,
yine gururluyum diye övünüyorum kendimle.
Gideceğini söylediğinde,
Sana, Gitme bile demedim, öylesine gururluydum ki,
neden gittiğini bile sormadım.
Bu şuna benzer…

Kendi mezarının başında günlerce düşünmeye.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 009