Anladığım Dilden

Kafiye budalası,
yazdı onca satırı,
birinde anlam yüklü kafiye yoktur,
kafiyesi Sen olan şiir ne güzel okunur,
kafiyesiz de olsa şiir, Sen’i ne güzel okutur,

Oğuz, öğrendikçe doğrulur, yokluğunda gurur.

Yine başka bir şiir, işittin mi sesimi?
Gördün mü zihni mi?
Ne de ısrar ediyorum Sen de böyle,
oysa binlercesi var Sen gibi,
Sen’i eşsiz kılan da benim, kıymet bil.
Kıymetsizliğinden dilsizliğim,
beni bilmezlikten geliyorsun, görmezlikten görüyorsun,
aslında biliyorsun, Sen’i ben kadar başka kimsenin sevmeyeceğini.

Şimdi Sen’i anladığım dilden yazacağım yine;

Anlam yüklü budala martı koşuğu,
zorluğu oldukça vardır umut budalası,
koşturur durur, ciğer buna nasıl dayanır,
ciğer bununla yanar, ağırlığa doymaz kantar,
öyle hisset Oğuz’u Aşk’ta,
Aşk’ı taşıyabildiğim yaştayım, gel,
güçsüzleşmeden, güzellikler bitmeden, gel.

Yağmur Kuşağı / 09