Aşk Ağacı

Ağır kafiyelerden anlaşılır hafiyeler,
Oğuz anlaşılamadığından kaybeder,
Sen anlamasan da kendisini kötüler.
Öyledir, ölüler kadar naziktir, ses etmez,
öyledir, canını da alsan, ölüler gibi görmezden gelir.
Öyledir Oğuz, buz kütlelerindedir evi,
soğutmak için gönlümde ki Sen’i,
inşa ettim buzdan mahzeni, vah beni vah.

Saçmaladığım kadar saçmasın işte Sen,
Aşk’ın bu kadar saçma, gönlüm der ki,
‘Saçmalama, başka kimin var ki O’ndan vazgeçersin?’
sonra düşünürüm, gönlümü haklı görürüm.
Haklılaştıkça Aşk’ından Ruh gürültüm,
kaybolur görüntüm, uzaklaşır yolun sonuna doğru.
Ölüp gideceğim de, bedenimin miadı dolmuş demektir,
Aşk’ın bir miladı olmadığından erteleyemezsin sonsuza.

Anlamadın değil mi? Şöyle de anlatayım Sana;
Aşk’ın bir başlangıcı olmadığından,
olamaz sonu da. Sonunda karşılaşacağız Aşk Ağacı’nın altında,
anlayacağım ki gözlerinin yeşilinden almışlar yaprak renklerini.
Bineklerim Martı’lar, kanatlarını kırıp kaybediyorlar yaşamlarını,
alıyorum ahlarını, satıyorum vahlarımı, ayıplıyorum Aşk’sızları,
üstelik haklı olduklarını da biliyorken.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 047