Aşk Sinesi

Ruh’un yaşı var mıdır?
Aşk’ın nasıl olsun o halde…
Bu hâle düşeli, tatsız dilim,
o hâlâ, bulut serinliğinde,
hâlden hâle bürünür meyhane,
bâde’lerimin bardakları Aşk’tır,
sade Aşk meyletti de, içtim.

Bana bile güvenme, her an gidebilirim,
yüreğime yağmur sonrası toprak kokusu sinebilir,
veyahut, Deniz’den bir kız çıkar…
Onun da üzerine yağmur yağar,
ona da güvenmiyorum, her an gidebilir.

İnsan zaten öyledir, gözleri ferfecir,
her ecir, mazerete bürünüp, kaytarır Aşk’tan,
elbette göremezsin Aşk’ımı o kadar uzaktan,
yaklaş, yangınımdan yanmayacağın kadar.

Görebilirsin aslında, yangınım gökyüzüne uzar,
anlarsın Aşık birinin yandığını.
Yıkıntılara aldırma, Sen’sizliğe hırsımdan,
bıraktığından bu yana çok değişmiş değil mi?
Eser kalmamış Aşık Adam Oğuz’dan.
Ve bundandır;

Gözlerim, kahvenin 40 yıl hatırlı telvesi,
40 senenin Sen hasretiyle yazılmış kafiyesi,
Yağmur altında ıslanır da Martı Terbiyecisi,
40 yıldır gık etmez sevda yanığı Aşk sinesi.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 094