Asker Nizamı

Aşk’ı emanet ettiğim taş yüreğin,
en yeşilinden zümrüt görüntüsü,
kırıldığı gün, görüntüm üzüntü.

Kanmayacağın için bu Aşık görüntüme,
kanmayacağım Sen’sizliğe, sessizliğine.
Tepemde bulutlar, asker nizamındalar,
ateş emri geldiği gündür Oğuz için,
yağmur yağar gövdeme, ben ölmem.
Aşk’ından ölüp gidersem bir köşede,
üzerime örterler gazete kupürleri,
ertesi gün okuyacaksın, merak etme.

Ben bir köşede ölecek Adam da değilim hani,
ben Sen’den daha aşağısına Aşık olacak değilim hani,
bu yüzden, yüzünden güzel yüze rast gelirsem,
bir an bile tereddüt etmem.
Peki ya gönül?
Işığı sönük evler gibi şu günlerde aşıklar,
Aşk’ının ateşinden kalbimde-ki parıltılar,
göğsümde hırıltılar, gökgürültüsü gibi,
her an yağmur yağar, gözkapaklarımdan.

Gözlerimin altında ıslanmaktan mı korkuyorsun?
Ben de korkuyordum gözlerinin ormanında kaybolmaktan,
gözlerinde yok olmaktan da korkardım.
Korktukları şeylerin içlerine sürüklenir ya insanlar,
içindeyim Sen’sizliğin.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 095