Ayıp mı?

Ellerim kurşun kalem izleri,
diz üstü çökmüşüm, sayfamın dibine,
gölgemin karanlığı yorar gözlerimi,
başka kimin aklına gelir Aşk’ını yazmak?
Başka gerçeğin olmadığından Aşığım,
Aşk’a yüreği yetmediğinden onların,
Seni yazmak için yeterli içtenlikleri yoktur.

Sen’inle dolmuş ilhamımın,
ben kadar dolu Aşığı, Aşk ihsanım,
marifetim, Sen’i herkesten iyi yazmamdır,
marifetin, başka kimsenin Sen kadar güzel olmamasıdır.
Dişlerin yan yana gelmiş Ay’lardan ışık,
ne şanslı dudakların, gülmene muhtaç Martı’larım…
Göğsümün hırıltıları, sigaradan değil,
kalbim Aşk’tan beri, Sen’i sayıklar.
Ayıp mı? Günah mı?
Günah, kalbim yansa Allah’a,
tutuşmasa bir nebze Sana…
Tutuşturup elime bir sigara daha,
üflediğim dumandan Yağmur Bulutları,
kusurları gizler bir an, mutluluk damlaları,
Sen’sizlikten mutsuzum,
iyi-ki mutsuzum, iyi-ki bensizsin,
yoksa kim yazardı Sana bunca satırı?

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 034