Bir Defaya Mahsus

Evet, evet, gözleri camdan kafes gibiydi,
öyle bakınca, hayat verir gibiydi, yem yeşil.
Aşk, kahverengi gözlerimden filizlendi.

Bir defaya mahsus, maşuk kalır insan,
bir defaya mahsus ölür ya dünyasına,
bir defaya mahsus unuturum Sen’i, hiç olursun.
Ben Sen’i yazmasam hiç kimsesin buralarda,
yürek gamıyla yön buldurur Aşk, başında kep,
demiştim,
Güneş’e çok yaklaşmaktan kanserim,
sigara basit tiryakilik.

Kendimi Sana, gururumdan gizli gizli Aşık ettim yine,
mahvettim yine her şeyi, hâlâ Sen sanıyorum Güneş’i.
İş değil, Aşk’la gelip, Aşk’sız ölmek ne boş iştir,
bu yangının bir anlamı yok Cehennem’in yanında, bilirim,
bile bile ateşe giderim, Râbb’im, beni bu işten vazgeçir.

Bilmiyormuş gibi davranıyorsun ya, bu da bağlıyor beni Sana,
olması gerektiğine inandığım şey, yanımda olman ya,
olmasan da olması gerektiği gibi her şey aslında.
Her şey yerli yerinde nasılsa,
Sen’siz, gökyüzüyle yeryüzü bir aslında,
ne vakit var, ne bir nefes.
Evet, gözleri camdan kafes gibiydi,
öyle bakınca hayat verir gibiydi.
Sonra Aşk,
Sen’i gören kahverengi gözlerimden filizlendi.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 067