Bütün Sorun Merhametsizlikte

Merhamet kelimesi, adap|edep kelimesi gibi çok yönlü ve sadece kendisini ihtiva eden kelimelerden değildir. İşte, bütün sorun merhametsizlikte olur böyle olursa. Oldukça kırılganlığı ifade eden bu kelime aslında ne kadar önemlidir, düşüncenin|düşüncesizliğin diğer bir adıdır aslında.

Bu yazıyı okumadan önce ”Merhamet” nedir, ne değildir diye bir düşünün.

Kendinizce doğrularınız ve yanlışlarınız belirecektir aklınızda. Benim değinmek istediğim nokta ise genel olarak merhametsiz oluşumuzda.

Merhamet bir düşünce olarak da algılanabilir, derinlemesine düşündüğünüzde hangi kefeye koyacağınıza emin olamazsınız, yani bir hissi de temsil edebilir bir fikri de ya da iyi insanların başlatmış oldukları akımı da. Neticede neden var olduğuna dair herhangi bir yanıt getiremezsiniz.

Acıma ve diğer hislerle çoğu zaman karıştırılır, öyle olması normal, çünkü genelde bunu sürekli irdeleyerek yaşamayız. Biz insanlar genelde kırıp, bozup, bir şeyleri kaybettikten sonra aklı başına gelen varlıklarız.

Merhametli olmak bir meziyet değildir, yüksünülmesi gereksiz bir zorunluluktur aslında.

Merhamet doğrudan düşünce ile ilişkili olduğundan düşüncesizlik şeklinde de addedilebilir. Her neyse, yaşadığımız dünya pek merhametli gibi gelmez bize, vahşi doğa, kopan fırtınalar, dünya da doğası gereği insan gibidir, bazen kırar ve yok eder, bazen ise oldukça sakindir, kuş cıvıltılarını işitir ve sıcak kahvenizden yudumlarsınız. Nitekim artık metropol şehirlerde, iş ile koşuşturan insanlar arasında merhametsizlik ya da düşüncesizlik önemli değildir.

Soğuk bakışlarla insanlar işlerine gider, trafiğin sinirli ruh haliyle evlerine dönerler. Tüm bu olanlar sadece kendi başına geliyormuş gibi hissedip, sanki bu yükü birinin sırtından almasını istiyormuş gibi ilgilenilmek ister. En doğal hakkıdır.

Aslında olay tam olarak da buradadır. Yaşamış olduğu kötü günün ardından birilerinden ilgi, merhamet, şefkat beklerken, kendisi aynı şeyleri yapmaz. Sadece bekler, bu bizim egoist benliğimizin ve tanrı olmak isteğimizin gizli bir yansımasıdır. Biz insanlar iç sesimizin adeta birer dogmasıyızdır.

Peki merhamet nasıl olmalıdır bir insanda, bütün sorun merhametsizlikte olabilir mi hayatımızda? Nasıl olur da merhametsiz olabilirim ki ben bütün insanlarla iyi geçinirken.

Merhametsiz olmayı yazının başında düşüncesizlikle eş değer tuttuğumuzdan ve düşünce dünyamızın bilgiye endeksli olmasından kaynaklı olarak otomatik olarak merhametsiz oluruz…

Eğer bir merhametmetre olsaydı da insanlar kendilerinin merhametlerini ölçebilselerdi, ibrenin %10 bile geçmediğini görebilirlerdi. Bu bilimsel olarak kanıtlanamayacağından hiçbir zaman tam olarak bunu yansıtamayacağım…

Merhametli bir birey sadece kendisine değil, etrafına, etrafın içeriğine dair de her şeye düşünce ile yaklaşmalı ve ona göre hareket etmelidir. Nezaket kurallarının da içerisinde olduğu merhamet = düşünce = kültür = bilgi olgu|döngüsü hayatımızı kolaylaştıracak, kimsenin kötü bir gün dahi geçirmemesine sebebiyet verecektir.

Aslında burada ”Kötülük Nedir? | Bir İnsan Nasıl Kötü Olur? | Kötü Nasıl Olunur?” şeklinde sorgulamak ve neticesinde doğabilecek olayları öngörmek gerekir.

Televizyon izlemesem de ya da pek bir şey izlemeyip okumayı ve yazmayı tercih etsem de hiçbir şey izlemediğim anlamanına gelmemekle birlikte tam olarak bu durumu anlayabileceğiniz ve hayal dünyanızın şekillenebileceği bir çizgi film tavsiye edebilirim.

Saçma gelebilir ama ”Flash Noktası Paradoksu” isimli çizgi film tam olarak bu yazının görsele dökülmüş halidir.

Bilmeden yaptığımız merhametsizlikler, düşüncesizlikler ve daha bir çok şeyden ders çıkarabiliriz. Bütün bu yazının amacı ”bütün sorun merhametsizlikte” mesajını vermek içindi. Çok üstün körü geçilmiş olabilir ama etrafınıza ve kendinize bir bakın ve insanların mutlulukları mı yoksa mutsuzlukları mı sizi memnun ediyor diye sorgulayın…

Cevabınız neyse, neyse işte.

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…