Dinle İstanbul’u

Sabah; 7-43, birazdan işe gideceğim,
aklıma takıldı yine garip bir kafiye,
yazmadan gitmek ayıp olurdu,
seni hatırlamak ve yazmamak…

Ne imkansız bir şey, ölümlü hasta gibi,
bütün gün aklımı yoracaktı kelimeler,
aklımda tutabilmek için çabalayacaktım,
oysa sayfasında güzeldir şiirler, sen bende.

Dinle İstanbul’u, sesinde-ki boğukluk,
boğazında-ki kirlilikten kaynaklanır…
Kıymetini bilmiyor boğaz da, martılar da,
Oysa, taş kaldırımlar çiçek açardı adımlarınla.

Nasıl olabilir diye sorma, sorulardan sıkıldım…
Nasıl bir aşktır bu diyorlar, seni görmüyorlar.
Baktıkları sensin ama yüreğimde-ki sen değil,
yüreğim üçüncü güneşiyle ölümü tatsa keşke.

Oğuzhan Deniz * Bir de anlatamadıklarınız aklınızı kurcalamıştı fakirlikten sonra insanlar.