Emeksizdir

Düşüncemin en saf hali,
saflar halinde kafiyelerden sebep,
yoktur seni daha güzel yazabilen!
Tam da bu yüzden değersiz, edersizim,
görgüsüz, aynı zamanda çulsuz bedenim,
Ruh’umun Sen zenginliği eksiltilemez,
Ruh’ta eskimez ya hani, Aşk’ın nasıl biter?

Yerden Göğe kadar haklıyım,
Ruh’um yerden-göğe uçan halın,
yerden-göğe Aşığım ya, ondan…
Vakti dolmadan Mart’ının,
kopar kanatlarından tüyleri, terbiyesi alın teri,
darılır bilgim Aşk’a, Aşk bana, Maşuk Martı’ya,
kalabalıkta bir ben tanırım ya seni,
kalabalık Martı koğuşumun güneş gören yeri.

Saçmalamaktan başka bir şeyim kalmamışken,
iltifatta azdır sana, başka anlam olsa,
yazarım, utanmam, ben Sen’i unutmam.
Bak yine büyük konuşur da dilim, kemiksizdir.
Emeksizdir başka herkesin dili sana gönlünden,
sana gelen yolda da, ilk benim emekleyen.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 011